Page 413 - Büyük İslam Akaidi
P. 413
BÜYÜK İSLAM AKAİDİ
405
Kur’an-ı Kerim’de “gök cisimlerinin üzerinde döndüğü yörünge” anlamında
kullanılmaktadır. 499
Yeni astronomi, güneş, ay ve yıldızların felekte yüzdüklerini kabul
etmektedir. Âyette geçen cümleye “hepsi, bir felek içinde yüzüp gider” şeklinde
500
manâ verildiği takdirde felek kelimesi, galaksi (gökada) şeklinde yorumlanabilir. 501
Feleklerin hareketleri daimî olup sahip bulundukları sûret başka bir sûrete
dönüşmez. Türk edebiyatında felek ile dehrin insanın kaderi üzerinde etkili
olduğu kabul edilir ve onun zulmünü dile getiren şikâyet ifadeleri kullanılır.
Hâlbuki Peygamberimiz aleyhis-selam bir kudsî hadiste Allah Teâlâ’nın şöyle
buyurduğunu haber vermiştir: “İnsanoğlu dehre dil uzatmak suretiyle bana
eziyet etmektedir. Zira dehr benim hâkimiyetimin altındadır. Gece ile gündüzün
yansıttığı zamanı ben idare ederim.” 502
Bu felek kelimesi hakkında Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyruluyor: “Ne güneş
Ay’a yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir felekte (bir yörüngede)
503
yüzmektedirler.” Diğer bir âyet-i kerime’de ise: “O, geceyi, gündüzü, güneşi
ve ayı yaratandır. Her biri bir yörüngede yüzmekte (dönerek gitmekte)dirler”
buyrulmuştur. 504
3- KÜRSÎ (Pek Büyük Cisim, Hükümrânlık)
Kürsî: Gökleri ve yeri kaplamış, büyük bir cisimdir. Sahih haberlerde,
“Kürsî, Arş’ın altında ve göklerin üzerinde bir cisimdir.” Kürsî, saltanat, kudret ve
mülk demektir. Allah’ın kürsîsi, Allah’ın ilmi demektir. Çünkü ilim kürsîsi, taht
manâsından daha çok bilinmektedir ve bu münasebetle ilmin kendisine de mecâzi
olarak kürsî denilir.
499-Kelâm Terimleri Sözlüğü, s. 89, Yâsin, 36/40.
500-Kur’an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir, c. 4, s. 496.
501-Kelâm Terimleri Sözlüğü, s. 89.
502-Buhari, Tevhîd, 35; Müslim, Elfâz, 1, 2, 5, 6.
503-Yâsin, 36/40.
504-Enbiyâ, 21/33.