Page 408 - Büyük İslam Akaidi
P. 408

BÜYÜK İSLAM AKAİDİ









         400
                     Velî, Allah Teâlâ’ya ibadet ve taatle sevgi gösterisinde bulunur; Allah da
               velîlere keramet ihsan ederek dostluğunu gösterir. Âyette: “Onlar ki iman etmişler
               ve Allah’a karşı gelmekten sakınmışlardır”  buyrulmuştur. 477
                     Hadis-i şerifte ise: “Onlar görüldükleri zaman Allah hatırlanır”
               buyruluyor. 478
                     Velî olanların sözleri, halleri ve yürüyüşleri insana derhal Allah’ı hatırlatır.
               Tam bir iman ile ilahi emirleri ve hükümleri yapmaya devam ederler. Allah’ın
               rızasına aykırı her hâl ve hareketten ve bütün haram ve şüpheli şeylerden de
               sakınırlar. İşte evliyaullah’ın hakiki tarifi budur. Allah’tan başka dost ve velî
               tanımadıkları, O’ndan başka hiçbir şeyden çekinmedikleri, Allah da kendilerine
               dost olduğu için artık onlara ne korku ve ne de hüzün vardır  buyrulmuştur. 480
                                                                  479
                     Allah dostlarının özelliği kısaca iman ve takvâ kelimeleriyle
               özetlenmektedir.  Buna göre Allah’a iman eden ve takvâ (günah işlemekten
               sakınan  ve  Allah’a  devamlı  saygı)  bilinciyle  yaşayan  her  Müslüman  Allah
               dostudur. 481
                     Velî, Yüce Allah’ın güzel isimlerindendir. “O, bütün salih (iyi) kullarının
                                          482
               velîsidir (Onları görüp gözetir).”  Bu anlamdan Allah, kendisine duyulan sevgiye
               fazlasıyla karşılık veren, kendisini sevenlere dost olandır. 483
                     Allah (c.c.), Velî ve Salih kullarının izzet ve şerefini yükseltmek için; onlara
               istediğinde keramet nimetini lutfetmektedir. Hz. Meryem’e çeşitli rızıkların
                           484
               verilmesi gibi.  En büyük kerâmet, Kur’an ve Sünnet’e göre yaşamaktır.
















               477-Yunus, 10/63.
               478-Süyûtî, ed-Dürrü’l-Mensûr, c. 4, s. 370; İbn-i Mâce, Zühd, 4.
               479-Hamdi Yazır, Elmalılı, c. 4, s. 543-544.
               480-Fussilet, 41/30; Zümer, 39/73.
               481-Kur’an Yolu, c. 3, s. 118, Yunus, 10/63, Heyet.
               482-A’raf, 7/196.
               483-Zebidi, Tâcu’l-Arûs, c. 10, s. 398, Mısır.
               484-Âl-i İmran, 3/36-37.
   403   404   405   406   407   408   409   410   411   412   413