Page 126 - Büyük İslam Akaidi
P. 126

BÜYÜK İSLAM AKAİDİ









         118
                     İmam A’zam (bir kısım görüşleriyle), İmam Şâfii, İmam Mâlik, İmam A.
               bin Hanbel, Evzaî ve Sevri gibi büyük müctehid âlimler, Buhârî, Müslim, Ebû
               Davud ve pek çok hadis ve tefsir âlimleri selefiyedendirler. 36
                     Eş’arilik ve Mâturîdilik ortaya çıkıncaya kadar (H. IV. yüzyıl) yaşamış
               olan bütün Müslüman âlimlerin ve halkın çoğunluğu selefiyye inancındaydılar.
                     Selefiyye’nin müteşabihler (manası açık olmayanlar) konusundaki
               görüşüne şu âyet-i celile’yi örnek olarak verebiliriz:
                     “Allah’ın eli onların ellerinin üstündedir” (el-Feth, 48/10)âyetini selefiyye
               şöyle  açıklamaktadır: “Yüce  Allah âyette elinin  (yed)  varlığını  bildirmektedir.
               Allah’ın elinin olduğuna inanırız. Fakat bu elden kastedilen manayı Allah’a
               havale ederiz. Bunu ancak Allah bilir, deriz. Bunun mahiyeti, (detayları) üzerinde
               düşünmeyiz. Başka bir manaya yorumlamadığımız gibi, onu insanların eline de
               benzetmeyiz. Allah’ın kendine has bir sıfatı olarak kabul ederiz. Bu konuda soru
               sormaktan da kaçınırız. 37
                     Hicri VIII. asırdan önceki Selefî âlimleri inanç konularında akla yer
               vermemiş, hep nakli tek hâkim kabul etmişlerdir. Ancak sonrakiler az da olsa
               akla önem vermişlerdir. Son dönemin en meşhur Selef âlimleri, İbn Teymiyye
               (ö. 728/1328), İbn Kayyim el-Cevziyye (ö. 751/1350), Şevkânî (ö. 1250/1834) ve
               mahmûd Şükrî el-Âlûsî (ö. 1342/1924)’dir.
                     Daha çok fıkıhta Hanbelî olanlar ve hadis’te uzmanlaşanlar çoğunlukla
               Selef inancını benimsemişlerdir. 38
                     Selef akîdesi, Müslümanlar için en sade ve güvenilir bir yol olarak
               kabul edilmektir. Ancak Selef’in bu metodu bazı âlimlerce yeterli görülmemiş
               olduğundan, Ehl-i sünnet kelamcılarının metodu daha uygun ve isabetli olarak
               kabul edilmiştir. 39














               36-Diyanet İlmihali, C. 1, s. 24, Heyet.
               37-Diyanet İlmihali, C. 1, s. 24, Heyet.
               38-Diyanet İlmihali, C. 1, s. 24, Heyet.
               39-Delilleriyle  İslam  İlmihali,  s.  52,  Prof.  Dr.  H.D.;  Kelam  İlmine  Giriş,  s.  87,  Prof.  Dr.  B.  Topaloğlu,
               İstanbul, 1987.
   121   122   123   124   125   126   127   128   129   130   131