Page 124 - Büyük İslam Akaidi
P. 124
BÜYÜK İSLAM AKAİDİ
116
Müslümanların Peygamberimiz (s.a.v.)’in bütün sünnetlerini (sözlü, fiili,
takriri - onaylı, insani ve ahlaki davranışlarıyla beraber) tam bir fikir birliği içinde
kabul edip hayatlarına uygulayan seçkin toplumlara “cemaat” ismi verilir.
Kur’an-ı Kerim’de, sünnetin inanç ve amel konusunda mutlaka dikkate
alınması gerektiği bildirilmiştir. Bir âyet-i kerime’de şöyle buyrulmaktadır.
“Peygamber size neyi verdiyse onu alın, size neyi yasak ettiyse ondan da sakının
ve Allah’tan korkun. Çünkü Allah’ın azabı şiddetlidir.” 29
Sevgili peygamberimiz (s.a.v.) bu konuda şöyle buyurmuştur: “Size
emrettiklerimi yerine getirin, yasaklarımı da gücünüzün yettiği kadar terk edin.” 30
İslam tarihinde “Kur’an bize yeterlidir” diyerek Peygamberi ve onu
sünnetini (hayat tarzını) içlerine sindiremeyip dışlayan (az da olsa) bazı art
niyetli kimselerin olduğu ve olacağı unutulmamalıdır. Buna dikkatimizi çeken
Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Kur’an yeterlidir, Kur’an neyi helal
kılmışsa onu helal bilin, neyi haram kılmışsa onu haram bilin” diyen kimselerin
çıkması yakındır. Haberiniz olsun, dikkatli olun; bana Kur’an ile birlikte onun bir
benzeri (sünnet) de verilmiştir.” 31
Peygamberimiz (s.a.v.) hem kendi sünnetini ve hem de ona titizlikle uyan
ashabının yolunu takip etmemizi emir buyurmuştur.
Bir hadis-i şerifinde bunu şöyle ifade ederek: “İçinizde benden sonra
yaşayanlar birçok ayrıcalıklara şahit olacaktır. Size sünnetimi ve doğru yolu
bulmuş halifelerimin yolunu tavsiye ederim. Ona sımsıkı sarılın, adeta dişinizle
tutun, sonradan çıkacak şeylerden sakının. Çünkü her uydurma; bid’at, her bid’at
de sapıklıktır” buyurmuştur. 32
Diğer bir hadis-i şerif’te ise: “İslam ümmetinin yetmiş üç fırkaya
ayrılacağını, bunlardan birinin kurtuluşta, diğerlerinin ateşte olacağını bildirmiş,
kurtuluşta olanların kimler olacağı sorusuna da, “Benim ve ashabımın yolunu
takip edenler” cevabını vermiştir. 33
İşte kurtuluşta olan bu gruba “Fırka-i nâciye” denilmiştir. Bunun genel adı
ise; “ehl-i sünnet ve’l cemâat’tir.”
Ateşte olacaklara da “ehl-i bid’at” denmiştir.
29-Haşr, 59/7, Bak. Nisa, 4/65, Râzi, III, 960.
30-İbn Mâce, Mukaddime, 1.
31-Ebû Davud, Sünnet, 6; A. İbn Hanbel, IV, 131.
32-Ebû Davud, Sünnet, 5.
33-İbn Mâce, Fiten, 17; Ebû Davud, Sünnet, 1.