Page 579 - Büyük İslam Akaidi
P. 579

BÜYÜK İSLAM AKAİDİ









                                                                                   571
                  Buna karşı çıkmak yanlıştır ve mantıksızdır demek (hiçbir kimse için)
            asla olamaz. Çünkü Allah’ın kanunlarındaki sayısız hikmetleri bizler bilemeyiz.
            Şöyle veya böyle demek yetkimiz ve hakkımız yoktur.
                  Bu sebeple biz mü’minler, Allah Teâlâ’nın Peygamberleriyle bildirdikleri
            kesin olan emir ve yasaklarını, hep doğru ve haklı bularak (razı olarak) şüphesiz
            inanır ve tasdik ederiz. Bizler, Yüce Rabbimizin verdiği bütün nimetlerine
            (akıl, sıhhat, konuşmak, görmek, işitmek, mal, mülk vs) daima razı olur ve hep
            şükrederiz. Bu gibi nimetlerin devamını ve artmasını istemek yasak değildir.


                  2- Bazı kazalar da vardır ki biz bunlarla karşılaşınca (Allah’tan geldiği
            için) hem razı oluruz (şikâyetçi olmayız) ve hem de kurtuluş çareleri aramaya
            çalışırız ki bu yasak değildir. Hastalık, yangın, deprem ve trafik kazası gibi. Bu
            felaketlere uğrayanlar bunları (hâşâ=asla değil) Allah’ın adaletsiz bir takdiri ve
            zulmü saymaları yanlış ve ahlâksızca bir düşünüştür. İnsanın başına gelen bu acı
            olayları asla Allah’ın kendisinden bir öç alması veya haksızlık etmesi şeklinde
            düşünemez. Bu  sözler  dine ve  imana  zarar  verir. Sevdiklerini kaybedenler de
            sessizce ağlar, üzülür ama bağırarak, saçını yolarak, “zamansız öldü, bunu kabul
            edemem” diyemez. Allah’a itiraz edemez. Sabrederek (ilahi takdire razı olarak)
            imtihanı kazanmaya çalışır. Bu konuda pekçok müjdeler vardır. Allah bizleri de
            hakkıyla sabredenlerden eylesin.


                  3-  Razı  olmanın  haram  olduğu  kaza:  Kendinin,  evladının  veya  bir
            başkasının kâfir, münâfık veya müşrik olmasına veya zina etmesine, içki
            içmesine, yalan şahitlikte bulunmasına, düşman istilâsına, ırz ve namusun yok
            olmasına razı olmak ve kurtuluş çarelerini aramamaktır. Bu gibi durumlarda
            kadere boyun eğmek gerekir demek tamamen yanlıştır, büyük günah ve hatadır.
            Bu din duygusundan veya Allah’ın kazasına razı olmaktan değil, şerefsizlik ve
            ahlâksızlıktandır. Nefis ve şeytana uymaktandır. 23















            23-Ahmet Lütfi Kazancı, İslam Akâidi, s. 274-276, Kısmen sadeleştirilip kısaltılarak alınmıştır.
   574   575   576   577   578   579   580   581   582   583   584