Page 583 - Büyük İslam Akaidi
P. 583
BÜYÜK İSLAM AKAİDİ
575
İnsanın iradesi ise sonlu, sınırlı, zaman ve mekân vb. şeylerle bağlantılıdır.
Kul da Allah’ın kendisine tanıdığı sınırlar içinde fiilini seçer. Kulun fiilinde hür
olması demek, işi yaparken hiçbir baskı altında olmadığını bilip kabullenmesi
demektir.
Mâturidî mezhebi âlimleri Allah’ın iradesine ilâhî ve ezelî irade demişlerdir.
Küllî ve cüz’î irade terimlerini ise kulun iradesinin iki yönünü belirtmekte
kullanmışlardır. Küllî irade, Allah’ın kuluna verdiği yap veya yapmamayı tercihte
aracı kabul edilen seçme yeteneğidir. Cüz’î irade ise, küllî iradenin iki taraftan
birine aktif biçimde yönelmesidir ki buna kesinleşmiş karar ve seçim denir. 35
2- İnsan iradesinin kazanma ve yaratma fiillerindeki rolü.
Yüce Allah, insanların hür irade sahibi, istediğini yapabilir bir varlık
olmasını irade ve takdir buyurmuştur. İnsanları bu yetenek ve güçte yaratmıştır.
İnsanın sevabı ve cezayı hak etmesi, belli işlerden sorumlu olması bu hür
36
iradesi sebebiyledir. İnsanın fiilinin meydana gelmesinde hür iradesinin tesiri
vardır. Çünkü insan, birşeyi yapmayı ister, onu seçer, elde etmeye çalışır ve girişir.
İşte bu kesb (kazanma) dır. Allah Teâlâ da dilerse kulun istediğini yaratır. Bu da
halk (yaratma) dır. 37
Allah Teâlâ’nın kullarının iradeli fiillerini onların istedikleri doğrultuda
yaratması, Allah’ın buna (hâşâ=asla olmaz) mecbur ve zorunlu olmasından
değil, âdetullah ve sünnetullah adı verilen ilâhî kanununu yani kaderi bu şekilde
düzenlemesindendir. Yani fiilde seçme serbetisi olduğu için de kul sorumludur.
Hayır işlemişse mükâfatını, şer işlemişse de cezasını mutlaka görecektir. 38
35-Diyanet İlmihali, c. 1, s. 135, Heyet.
36-Diyanet İlmihali, c. 1, s. 136, Heyet.
37-Mehmet Bulut, a.g.e., s. 602.
38-Diyanet İlmihali, c. 1, s. 136, Heyet.