Page 419 - Büyük İslam Akaidi
P. 419
BÜYÜK İSLAM AKAİDİ
411
Elmalılı Hamdi Yazır ise: “Sidre-i Müntehâ, arşın sağından yedinci veya
altıncı semâda bir nebk ağacıdır ki, müttakilere söz verilen cennetin nehirleri
onun altından çıkar…” Ya da Sidre-i Müntehâ, cennetin uç kısımlarında bulunan
bir yerdir. Üzerinde Sündüs ve İstebrâk’ın etekleri vardır. 532
İbn Abbas ve Ka’b’dan (Allah onlardan razı olsun) nakledildiğine göre
Sidre-i Müntehâ, arşın altında bulunan bir ağaçtır ki, melekler, nebiler veya
insanlardan âlim olanların ilmi sonuçta ona (Sidre-i Müntehâ’ya) ulaşır. Ondan
ötesi ise gayb’dır. Allah Teâlâ’dan başkası bilemez. 533
Ebu’s-Suûd’un da bu konuda şöyle dediği görülür: “Şüphesiz ki en son gidiş
ancak Rabbinedir” âyetine göre Müntehâ’dan maksat, Allah Teâlâ’dır. Bu yüzden
Sidretü’l-Müntehâ’da, mülkün sahibine izafeti kabilinden “Allah’ın Sidresi”
manâsını ifade edebilir. 534
532-Buhari, Bedü’l-halk, 9; Nesaî, Salât, 1; Tirmizi, Cennet, 9; Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 164.
533-Elmalılı, c. 7, s. 324-325, Azim Dağıtım.
534-Ebu’s-Suûd, İrşadü’l-Akli’s-Selim ilâ Mezâya’l-Kur’an-ı Kerim, c. 8, s. 156.