Page 403 - Büyük İslam Akaidi
P. 403
BÜYÜK İSLAM AKAİDİ
395
Sevgili peygamberimiz aleyhis-selam örnek hayatında dünya malına asla
tamah etmemiş, maddi zevkler peşinde koşmamış, daima ahiret hayatına öncelik
vermiş ve onu üstün tutmuştur. Şöyle buyurmuştur: “Uhud dağı kadar altınım
olsa, borcumu ödemek için bundan ayıracağım miktar hariç, altınların üç günden
fazla yanımda kalmasını arzu etmezdim.” 452
“Kim umar senden vefayı, yalan dünya değil misin?
Muhammed Mustafa’yı alan dünya değil misin?
Aziz Mahmud Hüdâyi (k.s.)
TASAVVUFUN MAHİYETİ ve BAZI ÂLİMLERİMİZİN
GÖRÜŞLERİ
Tasavvufta farz ve nafile ibadetleri şartlarına uygun olarak Allah rızası
için huşû ve ihlâsla yerine getirmek bir esastır. Sûfîler özellikle farz olmayan
ibadetleri belli düzen içinde yerine getirmeye özen gösterirler. Çünkü ibadetsiz
453
tasavvuf olmaz. Tasavvuf, bütün ilkelerini Kur’an-ı Kerim, Sahih Sünnet ve
ashab-ı kiram’ın uygulamalarından almıştır ve almalıdır. İ. Gazzâlî’ye (r.a.)
(ö. 1111) göre tasavvuf: “Kalbi Allah’a bağlamak ve Onun dışındakilerle ilgiyi
kesmektir.” Sühreverdi (ö. 1168) ise; “Tasavvuf; öncesi ilim, ortası amel ve sonu
ilahi bağışlardır” demiştir. 454
İBN HALDUN tasavvuf hakkında şöyle der: “Tasavvufun aslı Allah’a
kulluk için yönelmek (yani bütün işlerini bilerek Allah rızası için yapmaktır),
Allah’tan başkasıyla ilgiyi kesmek (yani halktan bir şey beklememek, her şeyin
hayır ve şer Allah’tan olduğunu unutmamaktır), dünyanın süsünden ve zînetinden
yüz çevirmek (her mü’min mâli durumu ve gücünün yettiği kadar temiz ve güzel
giyinmelidir).
452-Buhari, “Zekât”, 4; Müslim, Zekât, 31.
453-Diyanet İlmihali, c. 1, s. 50, Heyet.
454-Delilleriyle İslam İlmihali, s. 67, Prof. Dr. Hamdi Döndüren.