Page 332 - Büyük İslam Akaidi
P. 332
BÜYÜK İSLAM AKAİDİ
324
Kişi İslam’a girince peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem ona namazı
öğretir ve sonra şu duayı okumasını emrederdi:
ْ
ّٰ
ْ ُ َ َ َ ْ َ ْ َ ْ َ ْ َّ ُ َ
ْ
*نقزراو نفاعو ندهاو نحراو لرفغا مهللا
ِ
ِ
ِ
۪
۪
۪
۪
۪
“Allah’ım! Beni bağışla, bana acı (merhamet eyle), beni hidâyete erdir (bana
rızanı kazandıracak işler yaptır). Bana afiyet ve helal rızık ver.” 52
NOT =>Âfiyet: Dünya ve ahiretle ilgili hayırları kapsayan çok geniş
anlamlı bir kelimedir.
Bizler de bu duaları çokça okumalıyız.
Yukarıdaki âyette Yüce Allah, ilimde uzmanlaşmış olanları böyle dua
etmeleri ile övmektedir. Demek ki mü’minler, hidâyete giden yolları öğrenip o
yollardan ölünceye kadar hiç ayrılmayacaklardır. Hidâyet üzere sabit ve dâim
kılması için her fırsatta Allah Teâlâ’ya yalvarıp itaatkâr kullardan olmaya
çalışacaklardır. Dalâlette olanların da hidâyet nimetine ermeleri için; tam bir
53
teslimiyetle tövbe edip Allah’a ve peygambere itaatkâr kullar olarak yaşamaya
çalışmalılar, nefis ve şeytana uymamalıdırlar.
Peygamberimiz aleyhis-selam, ümmetine insanları hidâyete çağırmayı
emretmiş ve Hz. Ali’ye (Allah ondan razı olsun) şöyle buyurmuştur: “Vallahi
54
senin sayende Allah’ın bir kimseye hidâyet vermesi, senin için kırmızı develerin
55
senin olmasından daha hayırlıdır.” Bu hitap, kıyamete kadar bütün Müslümanları
kapsamaktadır.
52-Müslim, Zikir, 35; Tirmizi, Daavat, 72.
53-Delilleriyle İslam Akâidi, s. 642, M. Bulut.
54-Sahihi Müslim, Libas, 2.
55-Buhari, Cihad, 102, Müslim, F. Sahabe, 34; Müsned, c. 5, s. 238, Ahmed b. Hanbel; Ebû Davud, İlim, 10.