Page 330 - Büyük İslam Akaidi
P. 330

BÜYÜK İSLAM AKAİDİ









         322
                      (Allah’a hamd ü senâda ve peygamberine salatü selamda bulunduktan
               sonra)
                     “… En hayırlınız olmadığım halde başınıza reis seçildim. Şu var ki, Kur’an
               indirilmiş ve peygamber (aleyhis-selam) sünnetini koymuş, bize öğretmiştir; biz de
               öğrendik. İyi biliniz ki akıllının akıllısı Allah’ın yasaklarından kaçınan kimsedir.
               Ahmak’ın ahmakı (da)  günaha dalan insandır. Şunu da biliniz ki benim yanımda
               en kuvvetliniz, hakkını alıp kendisine verinceye kadar zayıf olanınızdır. Bana göre
               en zayıfınız da, (tarafına geçirdiği) hakkı kendisinden alıncaya kadar, kuvvetli
               olanınızdır. Ey insanlar, ben sadece (Peygamberin yoluna) uyan bir kişiyim, asla
               bir bidatçı değilim. Beni hak üzere görürseniz bana yardım ediniz. Eğer bâtılda
               (sapıklıkta) görürseniz beni hakka döndürünüz. Aranızda Allah’a itaat ettikçe
               bana itaat ediniz. Ona âsi olduğumda da bana itaat yoktur. Bu sö-zümü bitirir,
               kendim ve sizlere Allah’tan mağfiret dilerim.”


                     HİDÂYET ve DALÂLET      ْ
                                        ُ َ َ
                                         َ
                                        ةيادِلا
                     A-  HİDÂYET (                 ): Sözlükte “yol göstermek, doğru yola
               iletmek  ve  gerçeğe  ulaştırmak”  anlamlarına  gelen  hidâyet,  Allah  Teâlâ’nın
               kitap ve peygamberleri vasıtası ile insanlara doğru yolu göstermesi ve onları
               bu yola ulaştırması demektir. Allah kendisini bu vasfından dolayı Hâdî olarak
               nitelendirmiştir. 42
                     Hidâyet, “yaratma” anlamında sadece Allah için kullanılır. Hidâyete
               çağırma ve sebep olma anlamında kullanılınca da peygamberimiz (aleyhis-selam)
               ve Kur’an-ı Kerim kasdedilir. Hidâyet, doğru yolu bulma ve doğru yola girme
               anlamında kullanıldığında ise insanlar anlaşılır. 43
                     Kur’an-ı Kerim’de Hâdî ismi özellikle Peygamberler ve Allah için
               kullanılmıştır. Bir âyet-i kerime de: “… Her toplumun da bir yol göstericisi (davet
               edeni) vardır” buyurulmuştur. 44












               42-Dini Kavramlar Sözlüğü, s. 257, Heyet.
               43-Eş-Şûra, 42/52; el-İsrâ, 17/9.
               44-Ra’d, 13/7.
   325   326   327   328   329   330   331   332   333   334   335