Page 325 - Büyük İslam Akaidi
P. 325
BÜYÜK İSLAM AKAİDİ
317
Ancak Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem’in vefatından sonraki
dönemlerde bir kimsenin (dünyada iken) “Ya Rabbi Peygamberin hakkı için,
Onun yüzü suyu hürmetine…” gibi ifadelerle dua ederek tevessülde bulunmasının
meşruluğu tartışmalıdır.
Ancak kabir ve türbe ziyaretleri, dünyanın bir imtihan oluşu ve geçiciliği,
ahiretin devamlılığını düşünüp ölümden ibret ve ders almak, ölenlere dua etmek
gibi ulvî gâyelerle yapılırsa, meşrû sayılmıştır.
Ama tevessül maksadıyla, yani kabirlerde yatanların ruhlarından medet
umup, yardım istemek için (ziyaret) yapılırsa; fıkıhçıların çoğunluğuna göre
mekruhtur. İbn Teymiyye ve sonraki Hanbelî’lere göre ise haramdır. 27
Sonuç olarak böyle bir tevessül şirk kabul edilmese dahi, Allah’tan başka
varlıklara dua etmeye ve onları tanrı yerine koymaya ortam hazırladığı için
sakıncalı görülmektedir. Müslümanlar buna dikkat etmelidirler. 28
İSLAM’DA İTAAT ve KAPSAMI
İTAAT: Söz tutmak, boyun eğmek ve emri yerine getirmek anlamına
gelmektedir.
İslam’da mutlak itaat ancak Allah Teâlâ’ya ve O’nun elçisi Hz. Muhammed
sallallahü aleyhi ve sellem Efendimiz’edir. Ülü’l-emr’e itaat ise, mutlak değildir.
Ülü’l-emr, İslam imanını taşıyacak ve Kur’an-ı Kerim’e ve sahih sünnete hep
uygun yaşayacaktır.
27-Kur’an Yolu Tefsir, c. 2, s. 266.
28-Tevessül, İFAV Ansiklopedisi, c. 4, s. 356, Ali Atar.