Page 305 - Büyük İslam Akaidi
P. 305

BÜYÜK İSLAM AKAİDİ









                                                                                   297
                  O’nun bilmediği, uzak-yakın, büyük-küçük, karanlık-aydınlık haberdâr
            olmadığı hiçbir şey yoktur.Allah Teâlâ’nın ilmi, yaratıkların ilmine hiç benzemez,
            artmaz, eksilmez. O, her şeyi ezelî ilmiyle bilir, Allah Teâlâ’nın olacak olan şeyleri
            önceden bilmesi onların öyle olmasını gerektirmez. Allah onları öyle olacakları
            için öylece bilir. İlim sıfatının zıddı olan bilgisizlik (cehâlet), gaflet ve unutkanlık
            Allah Teâlâ hakkında asla düşünülemez. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyruluyor:
                                                                       َ ّ ُ
                                                                 َ ْ
                                                                             َ ُ َ
                                                              ٌ
                                                             *يملع ٍءييش  كب وهو
                                                                ۪
                                                                         ِ ِ
                  “O, her şeyi hakkıyla (bütün detaylarıyla) bilendir.” 27
                  Diğer bir âyet-i kerime’de ise: “O, karada ve denizde olan (her şeyi) bilir.
            O’nun ilmi dışında bir yaprak bile düşmez”  buyrulmuştur. 28

                  3- SEMİ’: “İşitmek” demektir. Allah Teâlâ her şeyi ve her an hakkıyla
            işiticidir. O, en gizli fısıltıları, sesleri, hareketleri, bütün kulların dualarını,
            canlıların zikirlerini, gizli ve âşikâr niyazlarını (münacaatlarını) en doğru şekilde
            işitir, kabul buyurur ve mükâfatlandırır.
                  Allah Teâlâ hiçbir aracıya ihtiyaç olmaksızın her şeyi hakkıyla işitir ve
            duyar. O’nun bir şeyi işitmesi, başka şeyleri işitmesini engellemediği gibi işitmek
            için, kulak, ses, sesi ileten hava titreşimine, beyin ve maddi varlıklara da asla
            muhtaç değildir. Kur’an-ı Kerim’de pek çok âyette bu sıfat geçmektedir.  َ
                                                                              ّٰ
                                                                             ُ َ
                                                                      َ ٌ
                                                                   ٌ
                                                                  *يملع عيس لاو
                                                                     ۪
                                                                           ۪


















            27-el-Bakara, 2/29; el-En’âm, 5/59.
            28-En’âm, 6/59.
   300   301   302   303   304   305   306   307   308   309   310