Page 306 - Büyük İslam Akaidi
P. 306

BÜYÜK İSLAM AKAİDİ









         298
                     “Allah (her şeyi) işitendir, bilendir” buyrulmaktadır.  İşitmemek ve sağırlık
                                                                29
               Allah için asla düşünülemez. 30

                     4- BASAR: Görmek demektir. Allah Teâlâ kendi şanına lâyık bir şekilde
               görmek sıfatı ile de vasıflanmıştır. Yüce Allah her şeyi görücüdür. Hiçbir şey
               Allah’ın görmesinden gizli kalamaz. Mesela en karanlık gecelerde en küçük
               karıncaların ve gözle görülemeyecek yaratıkların bütün hallerini, yürümelerini
               bile görür, duyar ve bilir.
                     Yüce Allah, gizli olanı da, uzaktakini de, yerdekini de, göktekini de
               ve okyanusların en derinliklerindeki en küçük zerrecikleri dahi görür, O’nun
               görmesine hiçbir şey asla engel olamaz. Görmemek (âmâlık) Allah hakkında asla
               düşünülemez. Yüce Rabbimiz buyurdu ki:              ْ
                                                                               ّٰ
                                                                  َ ُ َّ َ ُ َ َّ
                                                              ُ
                                                            *يصبلا عيمسلاوه لا نِا
                                                                 ۪
                                                                       ۪
                     “Şüphesiz Allah (her şeyi) hakkıyla işiten ve görendir.” 31
                     5- İRÂDE: Dilemek demektir. Allah Teâlâ dileyicidir. Allah’ın dilediği
                                      32
               olur, dilemediği ise olmaz.  Allah Teâlâ tam ve kâmil bir iradeye sahip olduğu
               için, bu kâinatı ezelî olan iradesine uygun olarak yaratmıştır. Kâinatta olmuş ve
               olacak ne varsa, hepsi de Allah Teâlâ’nın dilemesi, istemesi, takdiri ve yaratması
               ile olmuştur ve olacaktır. 33
                     Ehl-i sünnet âlimlerine göre meşîet ile irâde aynı anlamdadır. 34
                     Bir âyet-i kerime’de:
                                                                 ُ   ُ  َ  ٌ َ َ  َّ َ َّ
                                                                           َّ
                                                                *ديري ال لاعف كبر نِا
                                                                       ِ
                                                                    ۪










               29-Âl-i İmran, 3/34; Mâide, 5/76; İsrâ, 17/1.
               30-Diyanet İlmihali, c. 1, s. 90, Heyet.
               31-el-Mü’min, 40/20.
               32-Ebû Davud, Edep, 110.
               33-Prof. Dr. Hamdi Döndüren, a.g.e., s. 122.
               34-Mâturidiyye Akâidi, Nureddin es-Sabûnî, s. 100.
   301   302   303   304   305   306   307   308   309   310   311