Page 234 - Büyük İslam Akaidi
P. 234

BÜYÜK İSLAM AKAİDİ









         226
                     ALLAH’IN İNDİRDİĞİ ÂYETLERLE HÜKMETMEYENLERE
               İSLAM ÂLİMLERİ NE DEDİLER?
                     “Kim Allah’ın indirdiği (hükümler) ile hükmetmezse, işte onlar kâfirlerin
               ta kendileridir.”  Bazı tefsir âlimleri bu âyetleri şöyle açıklamışlardır:
                            153
                     “Eğer bir kişi ilahi hükmü yanlış, kendisinin veya başkasının hükmünü
               doğru kabul ederek buna göre hüküm verirse bu kişi kâfir, zâlim ve fâsıktır. Eğer
               bir kişi ilahi hükmün doğruluğunu kabul eder ve buna aykırı bir hüküm verirse,
               İslam’ın dışına çıkmış olmazsa da imanına zulüm ve fıskı karıştırmış olur. Eğer
               bir kişi hayatın her alanında Allah’ın hükmünü inkâr ve reddederse her bakımdan
               kâfir, zâlim ve fâsık sayılır.  “Allah Teâlâ’nın mutlak hâkimiyetini tanımamak
                                      154
               veya hükümlerini küçümsemek ve beğenmemek inkâr manasına kâfirliktir”
               denilmiştir. 155
                     Yine Tefsir-i Kebir’de ve Essiracül Münir’de yazıldığına göre: “Bir kimse
               ilahi hükümleri kalben kabul etmez ve onu bile bile dili ile inkâr ederse o takdirde
               kâfir olur. Fakat onu kalben tasdik ettiği halde terk eylerse kâfir olmaz, günahkâr
               olur.” Maide, 5/44-45 ve 47. âyetler böyle değerlendirilmiştir. 156
                     Küfür sözleri (manasını bilerek) kasden, şaka ve alay yoluyla latife veya
               eğlenme (hafife alma) tarzı ile konuşmak bütün İslam âlimlerine göre insanı kâfir
               eder, bunu işitip gülenler de kâfir olurlar. 157

                     II- PEYGAMBERLERLE İLGİLİ KÜFÜR SÖZLER
                     Kur’an-ı Kerim’de açıkça isimleri geçenlerden birini inkâr etmek, onlara
               asla layık olmadıkları, kınayıcı, onur kırıcı, aşağılayıcı, alay edici ve ilahlaştırıcı
               söz ve davranışlarda bulunmak (Allah’a sığınırız) küfürdür. 158














               153-El-Mâide, 5/44 (45 ve 47.).
               154-Elmalılı, c. 3, s. 1696; Mevdûdî, c. 1, s. 429; Kur’an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir, c. 2, s. 279, Heyet;
               Zemahşerî, Keşşâf, c. 1, s. 496; Sabûnî, Safvetü’t-Tefâsir, 2/106.
               155-Kâdî Beydâvî, (el-Mâide, 5/44) ayeti; Feyzü’l-Furkan, s. 125, Dipnot, 2, (el-Mâide, 5/44. ayeti H.T.Feyizli).
               156-Ömer Nasuhi Bilmen, Tefsiri, c. 2, s. 772.
               157-Mehmet Zâhid Kotku, Ehl-i Sünnet Akâidi, s. 137/99, 100, 101.
               158-DİA, c. 40, s. 350; DİA, c. 11, s. 26-27; El-Hediyyetü’l-Alâiyye, Terc., s. 411/17.
   229   230   231   232   233   234   235   236   237   238   239