Page 432 - Büyük İslam Akaidi
P. 432
BÜYÜK İSLAM AKAİDİ
424
VAHİY ve İLHAM
Vahiy peygamberlere mahsustur. İlham ise, Allah’ın doğrudan veya melek
aracılığı ile iyilik telkin eden bilgileri insanın kalbine ulaştırması, feyz yoluyla
kalbe gelen özel bir anlam ve iyilik hissidir. İlham, Allah’ın mü’min ve takvâ sahibi
kullarına bir lütfudur.
KERÂMET, İLHÂM ve RÜYALARIN DİNİ YÖNDEN
DEĞERLENDİRİLMESİ
Ehl-i Sünnet âlimleri kerâmet ve ilhâmı kabul etmişler, ancak ilhâmın
objektif bir delil olmadığını, İlhâmi bilginin yalnızca ona mazhar olanlara delil
olabileceğini ifade etmişlerdir. Peygamberimiz aleyhis-selam Allah Teâlâ’nın
52
53
kendisine ilhâm buyurduğu övgülerle O’na hamdettiğini açıklamıştır. İlhâm,
genel geçerliliği bulunan kesin bilgi kaynağı olamaz ve dini konularda delil
olarak kullanılmaz. Rüya ile amel edilir, ancak rüya ile İslami hüküm konamaz. 54
Nitekim Hz. Yusuf (a.s.) Müslüman olmayan Aziz’in rüyasıyla amel etmiştir.
Peygamberimiz (s.a.v.) de ezanla ilgili rüya ile amel etmiştir (Prof. Dr. Orhan
Çeker). Kısacası: Peygamberlerin gördüğü ve tabir ettiği (yorumladıkları) rüyalar
dışında kalan rüyalar ve tabirleri (yorumları) kesin bilgi ifade etmez. Bu sebeple
rüyalarla dini hükmü belirlemek veya geçersiz kılmak ve buna göre de hayatı
yönlendirmek doğru değildir. Rüya gibi rüyanın yorumu da rüyayı gören kişiyi
ilgilendirdiğinden başkalarının bu yorumu esas alarak onun üzerine hüküm bina
etmesi doğru olmaz. Yani birisi rüyasında gördüğüne veya rüyasının yorumuna
göre bir mesele şöyle şöyle imiş… Artık buna uymak zorundayız denilemez. 55
52-Günlük Hayatımızda Helaller ve Haramlar, s. 145, Prof. Dr. Hayreddin Karaman.
53-Buhari, Tevhid, 36.
54-Dini Kavramlar Sözlüğü, s. 310, Heyet.
55-Diyanet İlmihali, c. 2, s. 163, Heyet.