Page 384 - Büyük İslam Akaidi
P. 384

BÜYÜK İSLAM AKAİDİ









         376
                     “Ümmetimin en şereflileri Kur’an-ı ezberleyen (onunla amel edenler)’dir.” 391
                     “Kur’an-ı Kerim, Allah Teâlâ’ye göklerden ve yerlerden ve içindekilerden
               daha sevgilidir.” 392
                     “Ümmetimin en üstün ibadeti, Kur’an’ı (yüzüne bakarak) okumalarıdır.” 393
                     Ashab-ı Kiram içerisinde bulunan hâfızların adedi binleri bulmaktaydı. 394
                     “Kim Allah’ın kitabından bir âyet dinlerse ona kat kat sevap verilir, kim de
               okuyacak olursa kıyamet gününde onun için nûr olur.” 395
                     “Allah bu kitapla (Kur’an’la) amel eden toplumları yükseltir (yüceltir), amel
               etmeyenleri ise zâyi eder (alçaltır).”  Ey Allah’ım, okuma ve okutma cür’etinde
                                            396
               bulunduğumuz Kur’an-ı Kerimini doğru okumayı, doğru okutmayı, doğru
               anlayıp doğru anlatmayı, O’nun hakikatleriyle yaşamayı; O’nun nurundan,
               şifâsından, bereketinden ve şefaatinden hakkıyla nasiplenmeyi, O’na lâyık
               hürmet ve hizmette bulunmayı, bizlere ve kıyamete kadar gelecek nesillerimize
               lutfeyle; Âmin.

                     SAHABÎYE GÖRE KUR’AN HÂFIZI NASIL OLMALIDIR?
                     Ashâbın en âlimlerinden Abdullah b. Mesud (Allah ondan razı olsun)
               buyurdular ki:
                     “Kur’an-ı Kerim’i göğsünde taşıyan kimse (hâfız):
                     1- Halk uyurken o; kalkıp ibadetle geçirdiği geceleri ile
                     2- Halk oruçlu değilken o; oruçla geçirdiği gündüzleri ile
                     3- Halk sevinçli ve neşeli iken o; üzüntülü halleri ile
                     4- Halk gülüp oynarken o; ağlamalarıyla
                     5- Halk böbürlenerek yürürken o; başını eğerek yere bakmalarıyla
               tanınmalıdır.
                     Hâfız,  gözleri  yaşlı,  üzgün,  akıllı,  yumuşak  huylu,  bilgili  ve  ağırbaşlı
               olmalıdır. Huysuzluk, edepsizlik, bağırıp çağırmak ve sertlik ona hiç yakışmaz.” 397








               391-Es-Suyûtî, El-Fethu’l-Kebir, 1/188.
               392-Dârimî, Fezailü’l-Kur’an, 6  2/441.
               393-Kenzü’l-Ummal, c. 1, s. 2264, El-Fethü’l-Kebîr, c. 1, s. 211, Es-Suyûtî.
               394-M. Kamil Miras, Sebilü’r-Reşad, mec. Sayı, 167, s. 267.
               395-Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 241.
               396-Müslim, c. 1, s. 201; İbn Mâce, c. 1, s. 218.
               397-El-Hılye, c. 1, s. 130; Hayatüs-Sahabe, c. 3, s. 710.
   379   380   381   382   383   384   385   386   387   388   389