Page 322 - Büyük İslam Akaidi
P. 322
BÜYÜK İSLAM AKAİDİ
314
II- PEYGAMBER ve VELÎLERİN HAYATTA İKEN YAPTIKLARI
DUALARLA TEVESSÜL
Peygamberlerin ümmetlerine, ümmetin de birbirlerine dua etmelerini
tavsiye eden âyetler dikkate alınarak bu tür tevessülün meşruiyeti kabul edilmiştir.
Nitekim âyet-i kerimelerde şöyle buyrulmuştur:
“(Oğulları) Dediler ki: Ey babamız (Allah’tan) bizim günahlarımızın affını
dile! Çünkü biz gerçekten günahkârlar idik. (Ya’kub) Sizin için Rabbimden af
dileyeceğim. Çünkü o, çok bağışlayan, pek esirgeyendir, dedi.” 15
Diğer bir âyet-i kerimede ise: “Bil ki, Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur.
(Habibim!) Hem kendinin, hem de mü’min erkeklerin ve mü’min kadınların
16
günahlarına mağfiret dile!...” buyurulmuştur.
Hadis-i şeriflerde belirtildiğine göre kuraklık olduğunda ashab-ı kiram,
peygamberimiz aleyhis-selam’la tevessülde bulunarak Allah Teâlâ’ya dua ediyor
ve duaları kabul buyruluyurdu.
Onun vefatından sonra amcası Abbas (r.a.) ile tevessülde bulunulmuştur. 17
Âlemlere rahmet olarak gönderilen peygamberimiz aleyhis-selam, gözleri
görmeyen bir sahabîye kendisiyle tevessülde bulunarak Allah Teâlâ’ya dua
etmesini söylemiş, sahabî de yaptığı duadan sonra görmeye başlamıştır. 18
Müttakî ve sâlih mü’minlerin dualarıyla tevessülü İslam âlimleri görüş
birliği ile kabul etmişlerdir. Esasen mü’minlerin dualarını istemek Kur’an ve
sünnette teşvik edilmiştir. Nitekim Rasûl-ü Ekrem sallallahü aleyhi ve sellem
Efendimiz Umre’ye giden Hz. Ömer (Allah ondan razı olsun)’den kendisi için de
dua etmesini istemiştir. Sahâbîler de sıkıntılarının giderilmesi için Rasûlullah’ın
(aleyhis-selam) dua buyurmalarını isteyerek tevessülde bulunmuşlardır. 19
15-Yûsuf, 12/97-98; Nisâ, 4/64.
16-Muhammed Sûresi, 47/19.
17-Buhari, İstiskâ, 3; Fezâilü A. Nebî, 11.
18-Tirmizi, Da’avât, 119; Müslim, Salât, 11, Müsned, 2/168.
19-İbn Teymiyye, Ka’ide, s. 66-69; M. Nesîb er-Rifâî, s. 141-163.