Page 214 - Büyük İslam Akaidi
P. 214
BÜYÜK İSLAM AKAİDİ
206
4) Bir kimse senelerce geçerli bir imana sahip olarak yaşayıp ömrünün
sonunda imandan çıksa (ve tövbe etmeden ölse), ebediyen ilahi azabı hak etmiş
olur. Önceki imanı, ibadetleri ve hayırlı işleri kendisine bir fayda sağlamaz. 43
5) Dinimizin hükümlerinin hepsinin güzel olduğunu kabul edip hiçbirinin
yerine getirilmesinde inat ve kibirlilik yapmamalıdır. Mesela ben Ramazan
orucumu tutarım ama farz olan namazı (beğenmediğim için) kılmam diyen kişi
kâfirdir. 44
6) Bir kimse de ömrünün büyük bir kısmını imansızlık ve günahkârlıkla
geçirmişken ömrünün sonuna doğru tövbe edip de tam bir imana sahip olarak ölse,
ebediyen mutluluğa, kurtuluşa ermiş olur. Önceki küfür ve günahları kendisine
zarar vermez. Bütün mesele mü’minin son nefesini de imanla bitirmesidir. 45
7) İmanın geçerli ve kabul edilmesi taklid yoluyla da olabilir.
Bir kimse inanılacak bütün esaslara sözüne güvendiği kişilerin telkinleri ile
işterek bilip, inanıp kesin olarak kalben de tasdik etse; yine imanı sahih olur. Ancak
imanını aklî ve naklî delillerle kuvvetlendirmelidir. Nitekim meşhur Kaside-i
Nûniye’de: “Mukallidin (taklitçinin) de imanı vardır. Bununla sevap kazanır, her
ne kadar delilleri terk ettiğinden dolayı günahkâr olursa da” buyrulmuştur. 46
8) Mü’min, Allah’ın rahmetinden ne ümitsiz ve ne de emin olmalıdır.
Korku ile ümit arasında yaşamalıdır.
Mü’min’in “Nasıl olsa imanım var, o halde muhakkak cennete giderim”
düşüncesiyle kendinden emin olması veya “çok günah işledim, ben muhakkak
cehennemliğim” diye Allah’ın rahmetinden ümit kesmesi imanını kaybetmesine
sebep olabilir. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur: “Doğrusu, kâfirlerden
47
başkası Allah’ın rahmetinden ümit kesmez.” “Fakat büyük zararı göze alanlar
topluluğundan başkası Allah’ın azabından (azabının olmayacağından) emin
48
olmaz.” Mü’minin imanı inkâr, inat, riyâ (gösteriş), alay ve kibirden uzak
olmalıdır. İhlâs, ibadet ve takvâ ile hep beslenmelidir.
43-Muvazzah İlmi Kelam, s. 104, Ö. Nasûhi Bilmen.
44-Ahmet Hamdi Akseki, a.g.e., s. 59.
45-Muvazzah İlmi Kelam, s. 104, Ö. Nasûhi Bilmen.
46-Muvazzah İlmi Kelam, s. 105, Ö. Nasûhi Bilmen, Nureddin, Es-Sâbûnî, el-Bidâye, s. 89.
47-Yusuf, 12/87.
48-el-Â’râf, 7/99.