Page 193 - Büyük İslam Akaidi
P. 193
BÜYÜK İSLAM AKAİDİ
185
47- BİR İNSAN TEVHİD İLMİYLE İLGİLİ BİR MESELEYİ
BİLMİYORSA NE YAPAR? ْ ْ َ َ َ َ ْ َ
َ
َ َ
ْ
ْ ُ َّ َ
ُ
ْ َ
َ
َ َ
ْ َّ
َ
ْ
َ َ ْ ٌ
نأ هل يغبني هنإفديحوتلا ملع قئاقد نم ءش ناسنلا لع كشأ اذإو60
۪
ِ ۪
ِ
ِ ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
َ ُ ََ ْ َ ً َ َ َ ْ َ َ ٰ َ ّٰ َ ْ ُ َ َّ َ ُ َ َ ْ َ َ ْ َ
َ
َ
َ
لو هلأسيف مىلاعدجىي نأ ل إ لاعت لادنع باوصلا وهام لالا ف دقتعي
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
َ َّ ْ َ ُ ُ َ َ
ُ
.بلطلا يخأت هعىسي
۪
ِ
60) Bir insan, tevhîd (ve Akâid) ilminin inanılacak meselelerinden
birini anlayamazsa (bir güçlükle karşılaşırsa), onu sorup öğreneceği bir âlim
buluncaya kadar, Allah katında doğru olana inanması gerekir. Böyle bir bileni
arayıp bulmakta gecikmesi ise caiz (doğru) değildir. Bu meselede bir çözüm yolu
bulmadan duraklayıp beklemek mazur görülemez. Eğer tereddüt ederek beklerse
(imanı gider), kâfir olur. 62
62-Bkz. Fıkh-ı Ekber Şerh-i s. 91, İsmail Kaya.