Page 188 - Büyük İslam Akaidi
P. 188

BÜYÜK İSLAM AKAİDİ









         180
                     Akidet’üt-Tahaviyye’de ise şöyle bir ilave vardır:
                                                            ْ ْ َ
                                         َ ْ ُ ُ ْ ْ َ َ َ َ َ َ ٰ َ ّٰ َ َ ْ َ
                    َ َّ
                                                                                  َ
                                                                       َ ُ
                                                   َ
                                                               َ
                              َ
                         ُ ُ ْ ْ َ َ َ َ َ َّ َ
                    رانلا لخدي نمددعو ،ةنلا لخدي نمددع لزي  ل يمف لاعت لا ملعدقو
                                                                   ۪
                                                                             ِ
                                                َ َ
                           ُ ُ َ
                                                                     َ
                                                         ْ َ َ
                                                                               ً َ
                               ْ َ ٰ َ ُ
                                      َ ْ ُ ْ ُ َ َ
                   َ َ َ
                          ْ َ
                                                        َ
                                                                 ُ َ َ ً َ َ ْ ُ
                                                                    ُ
                  ملع يمف ملاعفأ كلذكو ،هنم صقنيلوددعلا كلذ فدازيلف ،ةدحاو ةلج
                                                             ِ
                                   ِ
                                                                            ِ
                                           ِ
                                                     ِ
                         ۪
                    ِ
                                                                ِ
                                                                               َ
                                                                      ُ ُ ْ
                                                                          َ َ ْ ْ ُْ
                                                                     . هلعفي نأ منم ِ
                     Allah Teâlâ, ezelde cennete ve cehenneme gireceklerin sayılarını tamamiyle
               ve bir defada bilmiştir. Sonradan bu sayıda hiçbir artma ve eksilme de olmaz.
               Kulların ileride yapacaklarını bildiği işleri de ezelde bilmiştir. 55
                     Emâlî de ise şöyle yazılıdır:
                                            َ ْ ُ َ      ْ َ ُ َ  ْ َ  َ  ْ   َ ْ َ
                                                          َ
                                                  ْ َ ُ ُ َ
                                                                                َ َ
                                                                          َ
                                                                      ُ
                                        .لاقتنا لهأاهلهألو نانلالو يمحلا نفيلو
                                          ِ ِ
                                                                        ۪
                                                                 ِ
                     Cehennem ve cennet sona erip yok olmazlar. Bunların halkı da aynı şekilde
                                    56
               olup ölümlü değildirler.  Bu konudaki sahih bir hadis-i şerifte de ebediliğin
               olacağı bildirilmektedir. 57
                     40-   ALLAH     DİLEDİĞİNİ     HİDÂYETE       ve  SAPIKLIĞA
               (ADALETİYLE) DÜŞÜRÜR
                    ُ
                            ُ ً
                   ُ َ ْ َ ْ ْ َ َ          ُّ  ُ َ ْ     ُ َ ْ َ    ْ َ َ ُ َ
                                                  ُ ً ْ َ َ
                                                                        ٰ َ ّٰ
                                   ُ َ ْ َ
                      هللضإو ،هنملدعءاشي  نم  لضيو هنملضفءاشي  نم يدي لاعت  لاو 53
                                                                    ِ
                                              ِ
                                                    ِ
                              ِ
                         ِ
                                                   ْ
                                                                             ُ َ
                   ُ ٌ      َ    ُ      ْ َ  َ   ْ َ َ ّ َ َ َ ْ ْ      ْ َ َ ُ ْ
                     ْ ْ َ ُ َ ْ ُ َ َ َ
                                                       َ ُ ْ
                                                                    ُ
                   هنم لدعوهو ،هنم هاضريام لإدبعلا قفويل نأ نلذلايسفتو ،هنلذخ
                      ِ
                                   ِ
                                                                                  ِ
                                                                       ۪
                                                      ِ
                                                                  ِ
                                              ِ
                                                             ِ
                                                            ْ
                                                                                َ َ
                                                           َ َ َ
                                                                     ُ َ ْ ُ ُ ُ
                                                                                  َ
                                                                      ْ َ
                                                       َ ْ
                                                      .ةيصعلا لع لوذلاةبوقعاذكو
                                                      ِ ِ
                                                                  ِ
                     53) Yüce Allah dilediğini kendisinin bir lütfu olarak hidâyete ulaştırır.
               İstediğini de adaletinin bir gereği olarak sapıklığa düşürür. Allah Teâlâ’nın
               sapıklığa düşürmesi, hızlânıdır. Hızlâ’nın anlamı ise; Yüce Allah’ın razı olacağı
               şeylerde onu muvaffak kılmayıp, yardımını kesmesidir. Bu, Allah’ın adaleti
               gereğidir. Böylece Allah’ın günahkârları, isyanları sebebiyle cezalandırması da
               adaleti icabıdır.
               55-El-Akîdetüt-Tahaviyye ve şerhi, s. 18/50, M.B. Eryarsoy. Guraba, 3. Baskı.
               56-Emali Şerhi, S. el-Ûşi, s. 4-8/20, Beyît, Prof. Dr. B. Topaloğlu.
               57-Buharî, Tefsir, 19/1; Müslim, Cennet, 40.
   183   184   185   186   187   188   189   190   191   192   193