Page 402 - Büyük İslam Akaidi
P. 402
BÜYÜK İSLAM AKAİDİ
394
TASAVVUF ve İSLAM’DAKİ YERİ
TASAVVUF: Sözlükte “yün giymek ve saf olmak” anlamına gelir.
Tasavvuf en kısa tarifle: “Kişiye Allah Teâlâ’yı görmüşcesine ibadet etme zevkine
erişmesinin yolunu gösteren çok önemi bir ilimdir.” Tasavvufu bir hayat tarzı
olarak benimseyenlere de Sûfî veya mutasavvuf denir. 445
Tasavvuf hep kuvvetli bir imanı, ihlâslı bir ibadeti, takvaca bir hayatı,
kalp temizliğini ve güzel bir ahlâkı tercih eder. Amaç mü’minleri terbiye etmek
ve mânen yükseltmektir. Bu amaca ulaşmak için dünyadan çok ahirete önem
vermek, maddi değerlerden fazla manevî değerlere bağlanmak, daha nitelikli ve
daha çok ibadet etmek ve böylece nefsi disiplin altına almak gerekir. 446
Kur’an-ı Kerim’de “Allah’ın sözü haktır. Sakın dünya hayatı si-
zi kandırmasın ve şeytan Allah’ın affına güvendirerek sizi aldatmasın”
buyrulmaktadır. 447
Bu konuda pek çok âyet-i kerime ve hadis-i şerif vardır. Bunlardan bazıları
şöyledir: “Şu dünya hayatı sadece bir oyun ve eğlencedir. Ahiret ise gerçek (ve
sonsuz) bir hayattır.” 448
“Dünya hayatı sadece bir oyun, bir eğlence, bir süs, aranızda bir öğünme
vesilesi ve daha çok servet ve çocuklara sahip olma yarışıdır.” 449
“Kur’an-ı Kerim’e göre insan dünya’dan çok ahireti istemeli ve çalışmalıdır.
Servetler, kazançlar, zenginlikler ve her çeşit nimetler ahirette ve Allah katında
fazlasıyla vardır.” 450
Hadis-i Şerif’te ise: “Dünyada bir garip veya yolcu gibi yaşa, kendini
kabirde yatanlardan say” buyrulmuştur. 451
445-Dini Kavramlar Sözlüğü, s. 634, Heyet.
446-Diyanet İlmihali, c. 1, s. 48, Heyet.
447-Lokman, 31/33.
448-Ankebut, 26/64.
449-el-Hadîd, 57/20.
450-en-Nisâ, 4/94.
451-Buhari, Rikâk, 3; Tirmizi, Zühd, 25; İbn Mâce, Zühd, 6.