Page 272 - Büyük İslam Akaidi
P. 272

BÜYÜK İSLAM AKAİDİ









         264
                     Peygamberimiz  aleyhis-selam  riyâyı  küçük  şirk  kabul  etmiş  ve  ümmeti
               hakkında en çok korktuğu şeylerden biri olduğunu söylemiştir. 43
                     Bir Müslüman namaz kılarken, zekât verirken, Kur’an okurken kendisi
               için:  “Ne  güzel  namaz  kılıyor,  ne  çok  zekât  veriyor,  ne  güzel  Kur’an  okuyor”
               desinler diye, bunları övülmek (methedilmek) arzusuyla yaparsa, riyâya düşmüş
               olur. Sözle, bedenle ve malla yapılan bütün ibadetler sadece Allah rızası için
               yapılmalıdır. 44
                     Peygamberimiz aleyhis-selam, ahirette kahraman desinler diye
               savaşanların, cömert desinler diye infak edenlerin, âlim desinler diye ilim
               öğrenen ve öğretenlerin, güzel okuyor desinler diye Kur’an okuyanların yüzüstü
               cehenneme atılacaklarını bildirmiştir. 45
                     Riyâ: İmandaki zayıflık, övülmek arzusu, mal, mülk, makam ve şöhret gibi
               dünyalık hırsıyla oluşmaktadır.
                     Bir hadis-i şerifte: “Allah Teâlâ’nın şöyle buyurduğu bildirilmiştir: …
               Kim yaptığı bir işte benimle beraber başkasını da ortak yaparsa, onu koştuğu ile
                                46
               baş başa bırakırım.”  Bir iyiliği ve güzel bir davranışı Allah rızası için değil de,
               insanların beğenisini ve övgüsünü kazanmak için yapanlar “riyâ” gösteriş yapmış
               olurlar. Böyle yapanlar, şan, şöhret, övgü ve dünyevî menfaat kazanmak için yap-
               tıklarından gizli şirke bulaşmış olurlar. Riyâ ile yapılan işlere sevap yoktur. 47

                     SERVET: Ya maddî menfaat veya şöhret ve nüfuzdan ibaret olanmanevî
               menfaattir.
                     “Her ümmetin bir fitnesi (imtihan vesilesi) vardır, benim ümmetimin fitnesi
                          48
               de servettir”  buyuran sevgili peygamberimiz aleyhis-selam servet düşkünlerine
               şöyle beddua etmiştir:
                                       ُ
                                                ْ
                   َ ْ َ              ْ ْ    َ  َ ُ َ َ ْ
                                                        َ ّ ُ َ َ َ ّ ُ َ َ َ
                                                                            ْ
                                                    ْ
                                                               ْ
                     ْ ُ ْ َ َ َ َ
                  طعي  ل نإو  ضر يطعأ نإ ،ةصيلادبعو هردلا دبعورانيدلا دبع سعت
                                           ِ
                                                                       ِ
                                                           ِ
                                                                                 ِ
                                    ِ
                          ِ
                                         ِ
                                                                   ِ
                              ِ
                                                ۪
                                                        ِ
                                                                  َ
                                                            َ
                                              َ ْ َ َ َ
                                                                               َ َ
                                                              َ َ َ َ َ َ َ
                                                                      ْ
                                                 ُ
                                           .شقتنا لف كيش ذِاو سكتناو سعت طس
                                                                             .
                                                           ا
                                                                            ِ
                                                          ۪
                                               ِ
                                                                                 ِ
               43-Ahmed b. Hanbel, a.g.e., c. 5, s. 428.
               44-Prof. Dr. B. Topaloğlu, a.g.e., s. 108.
               45-Müslim, İmâre, 152; Nesâî, Cihad, 22; Müsned, 2/322.
               46-Müslim, Zühd, 46, HNo: 2985; İ. Mâce Fiten, 21, HNo: 4202.
               47-Tirmizi, “Hudud”, 24; İ. A’zam, Fıkhı Ekber, Mad. 41.
               48-Tirmizi, Zühd, 26; A. b. Hanbel, a.g.e., IV, 160.
   267   268   269   270   271   272   273   274   275   276   277