Page 573 - Büyük İslam Akaidi
P. 573

BÜYÜK İSLAM AKAİDİ









                                                                                   565
                  Kader ve kazaya iman, ehl-i sünnet âlimlerine göre iman esaslarındandır.
            Kader ve kazaya iman demek, Yüce Allah’ın ilim, irade, kudret ve tekvin sıfatlarına
            inanmak demektir.
                  Bu sıfatlara inanan insan, kader ve kazaya da inanmış olur.
                  Hepimiz hiç şüphesiz bilir ve inanırız ki; Allah Teâlâ’dan başka hiçbir
            yaratıcı yoktur. Bu kâinatta mevcut olan her ne varsa (ve neler olmuş ve olacaksa
            hepsi de) mutlaka Yüce Allah’ın bilmesi, dilemesi, kudreti ve yaratması ile var
            olmaktadır. Buna iyi ve kötü, hayır ve şer, hastalık ve sağlık, acı ve tatlı, faydalı ve
            zararlı, canlı ve cansız, doğum ve ölüm, kuraklık ve bolluk her ne varsa dâhildir. 1
                  “Kur’an’a iman edin” emrine uyanlar, Kur’an’da bildirilen ve haber
            verilenlere de iman etmiş olurlar. Kur’an’da ise, kaderden açıkça bahsedilmektedir.
            Bu âyetlerden bazıları şunlardır:
                    َ ََ ْ َ َ َ      َ   ْ ُ ُ ْ َ َ َ  ْ َ ْ  َ    ُ ْ َ َ َ َ
                         ْ ْ ْ
                   اهابن نا لبق نم باتك ف  كسفنا فلو ضرلا ف ةبيصم نم باصاام
                                             ِ
                                 ِ
                                                                        ِ
                                       ِ
                                                               ٍ ۪
                           ِ
                                                              ِ
                                          ۪
                                   ٍ
                                                   ۪ ِ
                                                                           َ َ
                                                                  َ ّٰ َ َ
                                                                               َّ
                                                              ٌ
                                                            * يسي لا لع كلذ نِا
                                                                             ِ
                                                                 ۪ ِ
                  “Gerek yerde, gerek kendi canlarınızda meydana gelen (kıtlık, âfet ve
            hastalık gibi) herhangi bir musîbet, biz onu yaratmadan önce mutlaka bir
            Kitab’da (Levh-i Mahfûz’da) yazılmıştır. Şüphesiz bu, Allah’a göre kolaydır”
            buyrulmaktadır. 2
                  Bu âyet insanların başlarına gelen olumlu-olumsuz her şeyin, onu
            yaratmazdan önce bir kitapta (Levh-i Mahfûz’da) yazılı olduğunu bildiriyor. Bu
            âyet kader ve kaza konusunda en kuvvetli delildir. Mü’min bir nimete kavuşursa,
            onu Allah’tan bilecek, “Ben aldım, verdim, kazandım, yaptım, ettim” diye şeytan
            gibi gururlanmayacak, kibirlenmeyecek ve alçak gönüllü olacaktır. Kullukta
            insanın âcizliğini itiraf edip Allah’ı yüceltmesi çok önemlidir.











            1-Büyük İslam İlmihali, s. 31, Ömer Nasuhi Bilmen; Diyanet İlmihali, c. 1, s. 133, Heyet.
            2-Hadid, 57/22.
   568   569   570   571   572   573   574   575   576   577   578