Page 55 - Büyük İslam Akaidi
P. 55

BÜYÜK İSLAM AKAİDİ







            Allah Teâlâ’ya bağlamış, Hak’tan başka her şeyden arınmış olur. 172
                  S.158 – Rabıta caiz midir? Delilleriniz nedir?                    47
                  C.158 – Kur’an-ı Kerim’de: “Ey iman edenler, Allah’tan korkun. Bir de
            (imanında, amelinde, ahdinde, sözünde ve özünde) doğru olanlarla, hakikatten
            ayrılmayanlarla beraber olun” buyrulmaktadır.  Sûfilere göre bu gibi âyetler
                                                     173
            ve kişinin sevdiği ile beraber olacağını bildiren hadis-i şerif’ler  rabıtanın caiz
            olduğunu göstermektedir. 174
                  S.159 – Peygamberimiz aleyhis-selam ile ashabı arasındaki rabıtaya
            gerçek bir örnek verebilir misiniz?
                  C.159 – Evet. Meşhur ve sahih bir hadis-i şerif’le cevap verelim. Sahabeden
            Hz. Ebu Bekir ve Hanzala (Allah onlardan razı olsun) Peygamberimiz aleyhis-
            selam’a gidiyorlar. Hanzala peygamberimize diyor ki: “Senin yanında iken çok güzel
            manevi haller hissediyorum, senden ayrılınca bu güzel haller benden kayboluyor.
            Bu herhalde münafıklığımın alâmetidir.” Peygamberimiz aleyhis-selam: “Canımı
            elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, siz benim yanımda bulunduğunuz hal
            üzere ve zikretmeye devam ederseniz, sizinle melekler döşeklerinizin üzerinde
            ve yollarınızda… musafaha ederler. Fakat ya Hanzala bazen böyle, bazen öyle.”
            Rasulullah aleyhis-salâtü ve’s-selam bunu üç defa tekrarladı (yani bu münafıklık
            değildir buyurdu). 175
                  Bu rivâyetten çıkan sonuç şudur: “Nurlu (ve feyizli) bir insanın yanında
            iken güzel ve manevi haller hissediyorsunuz! Ayrılınca o hal kayboluyor. Eğer
            gıyaben o nurlu ve feyizli ortamı canlı tutarsanız, o nur gelmeye devam eder. İşte
            rabıta budur. Yoksa hâşâ birine tapmak değildir. (Bkz. Tasavvufî meselelere fıkhî
            bakış, s. 52-54, Prof. Dr. Orhan Çeker)
                  S.160 – Nurlu ve feyizli bir insandan diğerine nur ve feyiz geçer mi?
                  C.160 – Nurlu ve feyizli bir zat’la görüşmekle, sohbetle ve onunla hemhâl
            (bir halde) olmakla diğer insana nur ve feyiz geçer. Bunu bir misalle kısaca
            açıklayalım:
                  Tabiinden olan İmam-ı A’zam’ın ilmî ve amelî sahabenin pek çoğundan
            fazla idi. Fakat sahabenin en alt tabakasından olanlardan Vahşi’yi düşünelim. Bu
            zat, ibadet, ilim, amel ve takvada İmam-ı A’zam’dan çok geride olmasına rağmen,
            fazilet  olarak  İmam-ı A’zam’dan  daha önde  ve üsttedir. Bu  üstünlüğü Vahşi
            sahabe oluşuyla yani Muhammed aleyhis-selam’la görüşmekle, rabıtayla, onunla
            hemhâl olmasıyla ve sohbetle olmuştur. (Bkz. Aynı eser, s. 54-56.)
                  İşte nur’un ve feyzin geçmesi için canlı canlı sohbet veya hayalen beraberlik




            173-Et-Tevbe, 9/119, H. Basri Çantay, Kur’an-ı Hâkim ve Meali Kerim, 1/301, 9. Baskı, İst.
            174-Buhari, Edeb, 96; Dini Kavramlar Sözlüğü, s. 542.
            175-Ahmet Davudoğlu, Sahih-i Müslim, Tercüme ve Şerhi, 11/95, Hadis No: 12-13 (2750), Kitabü’t-Tevbe,
            Sönmez Neşriyat.
   50   51   52   53   54   55   56   57   58   59   60