Page 535 - Büyük İslam Akaidi
P. 535
BÜYÜK İSLAM AKAİDİ
527
“O gün Rahman’ın kendisine şefaat izni verip, sözünden hoşnut olduğu
6
kimselerden başkasının şefaati fayda vermez.” Diğer bir âyette ise: “Ancak
(Şefaat) Allah’ın dilediği ve razı olduğu kimselere izin vermesinden sonradır”
buyrulmuştur. 7
Bu âyetler ve benzerleri şefaatin varlığını bildirmektedir. Bu âyetleri
görmezden gelerek şefaat inkâr edilemez. Allah Teâlâ, ilahi adaletinin bir gereği
olarak affa hak kazanan kullarının şefaat olunmasına razı olabilir. 8
Yukarıda geçen âyetler ve benzerleriyle, toplamı tevatüre varan sahih
hadisler şefaatin gerçekleşeceğine delildir. Ehl-i Sünnetin önceki ve sonraki
âlimleri de şefaatin caiz (mümkün) olduğunda ittifak etmişlerdir (görüş birliğine
varmışlardır). Ehl-i Sünnetin mezhebine (yoluna) göre şefaat, aklen ve naklen
caizdir (uygundur). 9
Kısacası: Müslümanlar şefaate güvenerek Allah ve Rasûlü’nün
buyruklarında ihmalkârlığa düşmeden; sabırla, gayretle şefaati hak etmeye
çalışmalıdırlar. Tevhid inancıyla yaşayarak, geçmişteki günahlarından tevbe
ederek, kâmil bir imanla kelime-i şehadet getirerek, çene kapamalarını Allah
Teâlâ’dan nasip etmesini daima istemelidirler. Yüce Allah’ımız hepimize iman-ı
kâmille ruhumuzu teslim etmemizi nasip buyursun. 10
YASAKLANMIŞ OLAN ŞEFAAT
Herkesin kendiliğinden ve Allah Teâlâ’nın iznine bağlanmadan yapılacağı
düşünülen şefaatlerdir.
Şu halde kendiliklerinden şefaat edebilirler zanniyle Peygamberlere ve
velilere tapılmamalıdır. Ancak Allah Teâlâ’ya ibadet etmelidir ki O istediğine her
istediği zaman şefaat ettirir. 11
6-Tâhâ, 20/109.
7-en-Necm, 53/26; Yunus, 10/3; el-Bakara, 2/255.
8-Prof. Dr. Mehmet Bulut, a.g.e., s. 584.
9-Sahih-i Müslim Terc. ve Şerhi, c. 2, s. 173, Ahmed Davudoğlu.
10-Kur’an Yolu Tefsiri, el-Bakara, 2/48, c. 1, s. 120, Heyet.
11-Elmalılı, el-Bakara, 2/48, c. 1, s. 355, Azim Dağıtım.