Page 278 - Büyük İslam Akaidi
P. 278

BÜYÜK İSLAM AKAİDİ









         270
                     İnsanlar, Allah’ın zâtını, hakîkat ve mahiyetini bilemezler. Ancak O’nu
               eserleri ve eserlerin delalet (işaret) ettiği sıfatları ve isimleriyle tanıyabilirler.
                     Allah’ın eserleri isimlerine, isimleri sıfatlarına, sıfatları da zâtına delalet
               eder. Allah’ın isim ve sıfatları zâtı gibi ezelî ve ebedîdir. Zâtı ile birlikte vardır.
               Sıfat ve isimleri zâtından ne ayrı ne de gayrıdır. 66

                     “ALLAH” KELİMESİNİN TANIMI
                     İslam âlimleri ALLAH kelimesinin tarifini (aynı anlama gelen bazı kelime
               farklılıkları ile) şu şekilde yapmışlardır.
                                                              ْ
                                                      ْ
                                        ْ
                                                                      ْ َّ
                                       َ
                                                                             ٌ ْ ّٰ َ
                                            َ
                                                    ْ
                                               ّ َ ُ َ ُ ُ
                                                                     َ
                                       َ
                                                                                 ُ
                                   .دمالا عي ِل قحتسلاودوجولا بجاولا تاذلل  سِا لا
                                                 ِ
                                                                             ِ
                                    ِ ِ
                                                         ِ
                                                                        ِ
                                                                ِ ِ
                                          ِ ۪ ِ
                      “Allah, varlığı (kendinden) zorunlu olan ve bütün övgülere lâyık bulunan
               zâtın adıdır.” 67
                     Tarifteki “varlığı zorunlu olan” kaydı, Allah’ın yokluğunun dü-
               şünülemeyeceğini, var olmak için başka bir varlığın desteğine muhtaç olmadığını
               ve dolaylı olarak O’nun kâinatın (bir tek) yaratıcısı ve yöneticisi olduğunu; “bütün
               övgülere lâyık bulunan” kaydı ise yetkinlik (mükemmeliyet) ve aşkınlık (üstünlük)
               ifade eden isim ve sıfatlarla nitelendiğini anlatmaktadır.  Allah, her şeyi en
                                                                 68
               iyi bilen ve her şeye gücü yeten eşsiz ve benzersiz bir tek ilahtır. Bütün kemal
               sıfatlarla vasıflanmış ve tüm noksanlıklardan uzaktır. Ergenlik çağına gelmiş,
               akıllı her insanın Allah’a iman etmesi, ilk ve en önemli görevidir.
                     YÜCE ALLAH MEKÂNDAN MÜNEZZEH (UZAK)’TİR
                     Bütün Müslümanların inancına göre bir yerde ve bir mekânda bulunmak,
               yaratılmışların bir özelliğidir. Allah Teâlâ ise, her şeyi yaratandır. “Rahman Arş’a
               istivâ etti”  âyetindeki “İstevâ ale’l-arş”, yani “Arş’a yükselip kuruldu” anlamına
                        69
               ise de, bütün tefsir âlimleri, “arşa istivâ”yı “Allah’ın bütün mevcudattan üstün ve
               aş-kın bir hâkim-i mutlak olarak evrene ve evrendeki her şeye hükmetmesi, en iyi
               şekilde düzenleyip yönetmesi; ilmi, iradesi, gücü ve yaratması ile bütün varlık ve
               olayları kuşatması” gibi yorumlamışlardır. 70


               66-Dini Kavramlar Sözlüğü, s. 23, Heyet.
               67-Tehânevî, Keşşâf el-Ulûhiyye MD; DİA, 2/471.
               68-DİA, c. 2, s. 471.
               69-Tahâ, 20/5.
               70-Kur’an Yolu, c. 2, s. 535; Râzî, c. 14/96; Elmalılı, c. 3, s. 2171; İbn Âşûr, c. 8, s. 158.
   273   274   275   276   277   278   279   280   281   282   283