Page 247 - Büyük İslam Akaidi
P. 247

BÜYÜK İSLAM AKAİDİ









                                                                                   239
                   Hadis-i şerifte ise şöyle buyrulmuştur:
                                                                                َ
                                                  َ ٰ َ َ ْ
                                                                     ُ ْ َ
                                                            ْ َ ُ
                                                                           ّٰ
                                                                 َ َ ْ َ َ ُ َ
                                                َ
                                                      َ َ ٌ
                                               .نك ك نلاو ءش هعم نكي  لو لا نك
                                                                                9
                   “Allah vardı ve onunla beraber hiçbir şey yoktu ve şimdi de öyledir”
            Hiç şüphe yok ki, ezelde beraberi, benzeri ve dengi olmayanın, sonradan da bir
            beraberi, eşi ve dengi olabilme ihtimali ebediyen yoktur. O, şimdi de ezelde olduğu
                  10
            gibidir.  Allah’a nisbet edilen “Bir”lik herhangi bir sayı dizisinin ilk basamağı
            anlamına gelmez. Buradaki “Bir”den maksat, cüzlerden oluşmuş (mürekkep) bir
            varlık olmayan, dengi ve benzeri bulunmayan, tek tapınılacak varlık demektir. 11
                  Keşşaf  Tefsiri’nde ise;
                                                                          ٌ َ َ ّٰ َ
                                                                              ُ
                                                                         دحا لا

                   “Allah tektir” ikincisi de yoktur, demiş ki ne gizli ne de açıkça onun
            dışında bir ikincisi de yoktur demektir.  İmam-ı A’zam efendimiz (r.a.): “Fıkhın
                                              12
            en faziletlisi Allah’a imanı bilmektir” buyurmuştur. 13


                  TEVHÎDİN KISIMLARI
                  A- Rubûbiyyet (İlmî ve İtikadî) Tevhidi
                  Bu tevhîdi tam olarak anlayabilmek için rubûbiyyet kavramının türediği
            “Rabb” kelimesini iyi kavramak gerekir.  Kur’an-ı Kerim’de 969 defa geçen bu
            “Rabb” kelimesi, Allah Teâlâ’nın sıfatı olarak, bütün varlıkları yaratan, yetiştiren,
            terbiye eden, ihtiyaçlarını gideren, rızık veren, görüp gözeten, insanlara, yerlere,
            göklere, gezegenlere, hayvanlara, bitkilere, ağaçlara, çiçeklere, toprağa, suya, hava-
            ya ve her şeye nizamını, güzelliğini, yeteneklerini veren, yaşamalarını sağlayan her
            şeyin mâliki ve sahibi demektir.









            9-Keşfü’l-hafa, c. 2, s. 171 (2011); Elmalılı, 10/121.
            10-Elmalılı Tefsiri, c. 10, s. 121, H. Yazır, Azim Dağıtım.
            11-İmam-ı Mâturidî, Kitabü’t-Tevhîd, s. 23; Cüveynî, eş-Şâmil, s. 345; DİA, c. 2, s. 478.
            12-Elmalılı Tefisiri, c. 10, s. 92, H. Yazır, Azim Dağıtım.
            13-İmam A’zam’ın Beş Eseri, el-Fıkhu’l-Ebsad, s. 43, çev. Prof. Dr. Mustafa Öz, İstanbul, 1984.
   242   243   244   245   246   247   248   249   250   251   252