Page 527 - Büyük İslam Akaidi
P. 527
BÜYÜK İSLAM AKAİDİ
519
Allah Teâlâ’ya inanmakla yükümlü olup bundan sorumludur. Ancak
dini yükümlülüklerden (akılla bilinemediği için) sorumlu değildir. Çünkü dini
yükümlülükler, ancak bir Peygamberin haber vermesiyle bilinir. 9
Yüce Allah kullarına güçlerinin yetmeyeceği bir şeyi yüklememiş ve bununla
da sorumlu tutmamıştır. Bu konuda Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
“Allah her şahsı, ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef kılar. Herkesin
kazandığı (hayr) kendine, yapacağı (şer) de kendinedir” buyurmuştur. 10
Allah Teâlâ Hâkimdir, yarattıklarını hep hikmetle yaratmıştır. Bu ise
O’nun kemâlini gösterir. Allah hikmetsiz, rastgele, gelişigüzel iş yapmaktan
münezzehtir. 11
SAÎDLİK ve ŞAKÎLİK
ُ َّ َ
ٰ
ديعسلا
SAÎD : Mutlu ve bahtiyar insan demektir. Terim olarak saîd
“imanı ve iyi amelleri sayesinde ahiret mutluluğuna erip cennete girecek mü’min
kişi demektir. َّ َ
ُّ
يقشلا
ِ
ŞAKÎ : Mutsuz ve bahtsız kişi manasına gelmektedir. Terim olarak
ise: İnkârı ve kötü davranışları yüzünden ahirette mut-suz olup cehenneme
girecek kâfir ve münâfık insanlardır. 12
İnsanın ömrü içinde saîd mi, yoksa şakî mi olacağı daha ana karnında iken
tespit edilir. Hadis-i Şerif’te bildirildiğine göre: “Ana rahminde gelişmekte olan
13
bebeğe 80 gün sonra bir melek gelip ruh üfleyerek dört şeyi yazmakla emrolunur.
9-Ahmet Saim Kılavuz, A. İslam Akâidi ve Kelâm’a Giriş, s. 121, İstanbul, 1987, Ensar Neşriyat.
10-El-Bakara, 2/286.
11-A. Saim Kılavuz, a.g.e., s. 120.
12-Kelam Terimleri Sözlüğü, s. 270.
13-Buhari, Bedü’l-Halk, 6; Müslim, Kader, 1.