Page 366 - Büyük İslam Akaidi
P. 366

BÜYÜK İSLAM AKAİDİ









         358
                     Ehl-i Sünnet kelâmcıları, şeytanın lâtif cisim olduğunu kabul edip,
               onun çeşitli şekillere bürünüp insanlara görünebilir kanaatindedirler.  Bu
                                                                              311
               âlimler Kur’an’da ve hadislerde şeytanın Hz. Âdem, Hz. İbrahim, Hz. Musa,
               Hz. Süleyman ve Hz. Muhammed (Allah’ın sonsuz selâmı hepsinin üzerlerine
               olsun)’e göründüğünün haber verildiğini, Bedir Savaşı’nda Sürâka b. Mâlik’in
               suretine girerek müşriklere önce cesaret verdiğini, sonra da sırt çevirdiğini delil
               olarak kaydetmişlerdir. 312
                     Biz mü’minler de şeytanın ve taraftarlarının bütün zararlarından daima
               Yüce Rabbimize sığınmaktayız.


                     C- KİTAPLARA İMAN
                     Kitap; “yazıları toplayıp bir araya getirmek, yazmak ve yazılı belge”
               demektir. Dini bir terim olarak ise;  “Allah Teâlâ’nın kullarını bilgilendirmek ve
               onlara doğru yolu göstermek için peygamberlerine kesin olarak vahyettiği sözlere
               ve bunların yazılı hale getirilmiş şekline kitap denir.” Çoğulu kütüb’tür.
                     Kur’an-ı Kerim’de bu kelime, tekil ve çoğul şekliyle 261 defa geçmiş ve
               çeşitli anlamlarda kullanılmıştır. Mesela, insanların sevap ve günahlarının
                                  313
               yazıldığı amel defteri,  Kur’an-ı Kerim  ve Levh-i Mahfuz gibi…  Ama kitap
                                                                        315
                                                 314
               denilince ilk akla Kur’an-ı Kerim gelir. 316
                     İmanın şartlarından birisi de Allah’ın gönderdiği kitaplarına inanmaktır.
                     Kitaplara iman, Allah Teâlâ’nın bazı peygamberlere kitaplar indirdiğini
               ve bu kitaplardaki bilgilerin hepsinin doğru olduğunu tasdik ederek kabul
               etmek; bütün emir, yasak ve hükümlerinin uygulanabilir olduğuna iman etmek
               demektir. 317














               311-Elmalılı, 8/5389; Tehânevî, c. 1, s. 264-265.
               312-El-Enfal, 8/48; İbn Kesir, c. 3, s. 332-334.
               313-İsra, 17/14.
               314-Bakara, 2/2.
               315-Kâf, 50/4.
               316-Dini Kavramlar Sözlüğü, s. 383, Heyet.
               317-Doç. Dr. İsmail Karagöz, a.g.e., s. 77.
   361   362   363   364   365   366   367   368   369   370   371