Page 200 - Büyük İslam Akaidi
P. 200
BÜYÜK İSLAM AKAİDİ
192
III. KÂFİR
Bir şeyi örten, gizleyen, nimete ve iyiliğe nankörlük eden demektir.
Allah Teâlâ’nı birliğine, Muhammed aleyhis-selam’ın peygamberliğine
inanmayan, onun Allah’tan getirdiği kesinlikle bilinen İslam’ın iman esaslarından
(zarûrât-ı diniye=inanılması dinde mecburi olanlar) bir veya birkaçını yahut da
hepsini inkâr eden veya yalanlayan kimseye kâfir denir. 14
Küfr kelimesi Kur’an’da 41 yerde geçmektedir. Bir mecburiyet olmadan
kendi isteği ile inanılması zorunlu olan iman esaslarından birini veya hepsini dili
ile inkâr eden veya yalanlayan da kâfirdir. 15
Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır: “(Âyetlerimizi) inkâr etmiş ve
kâfir olarak ölmüş olanlara gelince, işte Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların
lâneti onların üzerinedir. Onlar ebediyen lânet içinde (veya cehennemde) kalırlar.
Artık ne azapları hafifletilir ve ne de onların yüzlerine bakılır. 16
IV. MÜŞRİK
Allah Teâlâ’ya zatında, ilahlığında, isimlerinde, sıfatlarında, fiillerinde
veya kendisine ibadet edilmesinde eş, denk, benzer ve ortak koşan kişidir. Bir
17
hadis-i şerifte: “Kim Allah Teâlâ’ya, hiçbir şeyi ortak koşmayarak ölürse, cennete
girer. Kim de Allah Teâlâ’ya bir şeyi ortak koşarak ölürse, cehenneme girer”
buyrulmuştur. 18
V. MÜRTED
İslam’ın Allah indinde tek hak din olduğunu bildiği halde, dünya menfaati,
hırs, haset, kin ve benzeri duygularla İslam’ı terk eden kimsedir. Bu kötü duygular,
dininden dönen kimseyi Müslümanlarla savaşacak hale getirir. İslam’dan çıkan
kişi artık bütün değerini kaybetmiştir. 19
14-İmam Mâturidî, Kitabü’t-Tevhîd, s, 601. Nşr: Bekir Topaloğlu, Muhammed Aruçi, Ank. 2002.
15-Kelâm, s. 139, Prof. Dr. S. Gölcük ve Prof. Dr. Süleyman Toprak.
16-Bakara, 2/191-162.
17-Kelam, s. 141, Prof. Dr. Ş. Gölcük, S. Toprak.
18-S. Müslim, Terc. ve Şerhi, C. 1, s. 385, H.No: 151; Nisâ, 4/48.
19-İmam Serahsî, el-Mebsut, C. 9, s. 109, Beyrut.