Page 154 - Büyük İslam Akaidi
P. 154

BÜYÜK İSLAM AKAİDİ









         146
                     6) Bütün varlıkları yaratıp sayısını (hallerini) hakkı ile bilen Allah Teâlâ’yı
               bütün noksanlıklardan tenzih ederim.
                     7) Rızkı (herkese) paylaştırıp hiçbir kimseyi unutmayan Allah Teâlâ’yı
               bütün noksanlıklardan tenzih ederim.
                     8) Eş ve çocuk edinmeyen Allah Teâlâ’yı bütün eksikliklerden tenzih
               ederim.
                     9) Doğurmamış ve doğrulmamıştır. Hiçbir şey O’na denk ve benzer
               olmamış olan Allah Teâlâ’yı bütün eksikliklerden tenzih ederim.
                     NOT: Her kim kıyamet gününde Allah Teâlâ’nın azabından kurtulmak
               isterse, bu tesbihi sabah ve yatsı namazlarından sonra okumalıdır.
                     Kaynak: İbn-i, Âbidin, c. 1, s. 53, 1984, Mısır baskısı Arapça.

                     AZÎMET ve RUHSAT
                     Azîmet; bir şeye kesin karar vermek ve niyet etmektir. Tarifi ise, Allah
               Teâlâ’nın mükelleflerin hepsi için bütün durumlarda bir şeyin yapılıp yapılmaması
               için ilk önce koyduğu hükümlerdir.
                     Namaz, oruç, hac ve benzeri dinî vazifeler gibi. Haksız yere birini öldürmek,
               içki içmek, domuz ve ölü eti yemek, kumar oynamak ve zinanın yasaklanması
               birer azimet hükmüdür. Azimet asıl ve genel hükümlerdir. 28
                     Ruhsat; izin, kolaylık ve kolaylaştırmak demektir. Ruhsat; Allah Teâlâ’nın
               kulları için özür ve ihtiyaçlarına göre koyduğu geçici hükümlerdir. Azimet genel
               ve temel hükmü, ruhsat ise istisnâi hükmü ifade eder. Azimette genel ve normal
               durum, ruhsatta ise özür, ihtiyaç ve zarûret durumu söz konusudur. 29
                     Ruhsat dört kısımdır:


                     I- Haramı İşleme Ruhsatı
                     Zarûret ve zarûret derecesine varan ihtiyaç halinde, haram bir fiil mübah
               hale dönüşebilir. Öldürülme veya bir organını kaybetme tehdidi altında, kalbi
               imanla dolu olan kimsenin küfür kelimesi söylemesi mübah (serbest) olur. Bu
               ruhsatı (izni) Allah Teâlâ zorlanan kimseye tanımıştır. 30








               28-Dini Kavramlar Sözlüğü, s. 49; Prof. Dr. Hamdi Döndüren, a.g.e., s. 93.
               29-Dini Kavramlar Sözlüğü, s. 49; Prof. Dr. Hamdi Döndüren, a.g.e., s. 93.
               30-Nahl, 16/106.
   149   150   151   152   153   154   155   156   157   158   159