Page 15 - Büyük İslam Akaidi
P. 15
BÜYÜK İSLAM AKAİDİ
7
Âlemlerin Rabbi Yüce Mevlâ’mıza sonsuz hamd-ü senalar, O’nun sevgili
peygamberi Muhammed Mustafa (s.a.v.) Efendimiz Hazretlerine, âl u ashabına
ve kıyamete kadar onların yolundan gidenlere salât u selam olsun.
Rabbimiz Teâlâ âlemleri yarattı ve onun içinde en değerli varlık olarak da
insanı yarattı. Onu kendi Zât’ına muhatap alarak değer verdi. Ayrıca ona diğer
varlıklara vermediği lütuflarda bulundu. Alemi onun emrine verdi. Ona hiçbir
varlığa vermediği akıl gibi büyük bir nimet bahşetti. Verdiği bu nimet sayesinde
kendi Zât’ını bulup kulluğunu sadece O’na yapacak ve böylece diğer sahte ilahlara
kulluktan kendisini kurtarıp âzâd etmiş olacak ve mutlak hürriyetine kavuşacak.
Kulluğunu sadece O’na yapacak ve birçok ilaha kulluk etme yükünden kurtulmuş
olacak. Kulluk edeceği Rabbini arayıp bulacak ve bunu yaparken de etrafına
bakacak, kendi yaratılışına ve geçirdiği evrelere bakacak ve oradan Rabbine
ulaşacak. Rabbini arama serüveninde sadece bununla yetinmeyip, ona bir de kendi
cinsinden yol gösterecek, kulluğunu nasıl yapacağını ona gösterecek müjdeleyici
ve uyarıcı rehberler de gönderdi. Bu rehberler, kendi dönemlerinde insanlara
Rablerine nasıl kulluk yapacaklarını uygulamalı olarak öğretip gösterdiler. Onlar
aramızdan ayrıldıktan sonra da bizlere Allah Teâlâ’ya karşı kulluğumuzu nasıl
yapacağımızı öğretecek rehberlere ihtiyaç hâsıl oldu. Bunlar da o yüce rehberlerin
ifadesiyle onların yolundan giden âlimlerdir.
Rabbine nasıl kulluk edeceğini aslında herkes kendisi öğrenip ona
göre kulluğunu şuurlu bir şekilde yapmalıdır. Fakat pratik hayatta durum bu
şekilde olmamakta, ümmetten bazıları bu işi yapma durumunda kalmaktadır.
Bu da Allah’ın sosyal hayata koyduğu nizama ters de değil aslında. “(Ne var
ki) mü’minlerin hepsi toptan seferber olacak değillerdir. Öyleyse onların her
kesiminden bir grup da, din konusunda köklü ve derin bilgi sahibi olmak ve
döndükleri zaman kavimlerini uyarmak için geri kalsa ya! Umulur ki sakınırlar.”
(Tevbe 9/122).