Page 20 - Büyük İslam Akaidi
P. 20

BÜYÜK İSLAM AKAİDİ









          12

               “el-fıkhu’l-ekber” en büyük fıkıh adını vermiş ve böylece bu ilme “eşrafu’l –
                                                   3
               ulûm=ilimlerin en şereflisi” denilmiştir.   Unutmayalım ki iman olmadan
               ibadetlerimiz ve hayırlı işlerimiz asla kabul olmaz. Önce iman, sonra amel
               (ibadetler) ve ahlâk gelir. İman esaslarına inanmak, tevhid ilmini öğrenmek her
               mükellef için farzı ayındır. 4
                     Dünyada imanla yaşayıp imanla ölmek kadar zor ve önemli hiçbir iş yoktur.
               Çünkü bu dünyadan imanla ayrılan kişi, Allah’ın izniyle hak etmişse, doğrudan
               cennete girecek, değilse ateşteki cezasından sonra hep cennette kalacaktır.
                                                                                   5
               Allah’ın bağışlamasından veya onun izni ile Peygamberimiz (s.a.v.)’in ve diğer
               şefaat etmelerine izin verilen zâtların şefaatlerinden Allah’ın dilediği kadar
               faydalanabileceklerdir.
                     Ama Allah korusun eğer bir kişi bu dünyadan imansız gidecek olursa, hiç
               şüphesiz cehennemde sonsuz kalacaktır. 6
                     Bir Hadis-i Şerifinde Peygamber (s.a.v.): “Size iki şey bıraktım, onlara
               sarıldığınız müddetçe asla sapıtmazsınız. Bunlar, Allah’ın kitabı ve Rasûlullah
               (s.a.v.)’ın sünnetidir.” buyurmuştur. 7
                     Pek çok İslam âlimlerinin takdirini kazanan ve milyonlarca Müslüman’ın
               güvenle okuduğu “Büyük İslam İlmihali”nin namazın sünnetleri bahsinde: “…
               Bir sünnetin hak (gerçek) görülmemesi, hafife alınması, hikmetsiz, önemsiz ve
               abes (saçma) sayılması küfürdür” denilmekte ve mukaddesata hürmet konusunda
               “… Bir sünneti nebeviyye’ye (bir peygamberin sünnetine) ve bir hadis-i şerif’e
               (hâşâ) sövmek, ihanette bulunmak veya bunlardan birini hafife almak küfürdür.
               Neûzübillah, hemen tövbe edip imanı ve nikâhı tazelemek gerekir” ifadesi
               yazılıdır. 8
                     Çünkü Yüce Rabbimiz “O, hevâdan (arzularına göre) konuşmaz. O’nun
               konuşması kendine vahyedilen Kur’an’dan başkası değildir”  buyurmuştur. 9







               3-DİA, C. 2, s. 2/4.
               4-İbni Abidin, C. 1, S. 40, Arapça.
               5-Bkz. Bakara, 2/25, 82. A’raf, 7/42; Hûd, 11/108; Beyyine, 98/8
               6-Bkz. Bakara, 2/39; A’li İmran, 3/116; Mâide, 5/37; Yunus, 10/27; Zümer, 39/72; Ahzab, 33/65; Cinn,
               72/23; Beyyine, 98/6
               7-İmam Mâlik, et-Tac, Tercemesi, c. 1, s. 69, H. No 72.
               8-Büyük İslâm İlmihali, s. 133/142; s. 432/41, Ö. N. Bilmen.
               9-Necm, 53/3-4.
   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24   25