Page 81 - Büyük İslam Akaidi
P. 81
BÜYÜK İSLAM AKAİDİ
73
Halife Hz. Ali (radiyallahu anh) ile bir Yahudi kadı (hâkim) Şürayh
huzurunda muhakeme oluyorlar. Yahudi diyor ki, “Bu, zırhı benden satın aldı
ama parasını vermedi.” Hz. Ali (radiyallahu anh) ise, parasını ödemiş ancak
ispatlayamadığı için davayı kaybetmiştir. Hâkim ise hiçbirine ayrım yapmamış
ve eşit davranmıştır. Bir halifenin Müslüman olmayan biri ile aynı eşit şartlarda
sorgulanması ve davayı Yahudi’nin kazanması kendisini çok duygulandırmıştı. İs-
lam’ın adaleti ve onun uygulayıcısı olan hâkimlerin tavırları Yahudi’yi hayretler
içerisinde bırakmıştı.
Yahudi gerçeği itiraf ederek şöyle dedi: “Size sattığım zırhın bedelini
almıştım. Ancak İslam’ın adaletini ve onun uygulanmasını görmek istedim. Bunu
görünce ben de Müslüman oluyorum” diyor. 47
23) İslam, bütün mü’minleri kardeş kabul etmiştir. Zaten İslam cemaati,
Allah rızası için birbirlerini seven mü’minlerden oluşmuştur.
Rabbimiz Teâlâ şöyle buyurmaktadır: “Mü’minler ancak (din)
kardeşleridirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını (kavga ettikleri zaman bulup
barıştırın) düzeltin ve Allah’tan korkun ki esirgenesiniz.” 48
Mü’minler, daima birbirlerinin derdine ortak olarak; kardeşlik görevlerini
yerine getirerek, kötülüklerine engel olmalıdırlar. Hayırlı işlerde yardımlaşarak,
hediyeleşerek, selamlaşarak, ziyaretleşerek ve tam bir birlik oluşturarak kardeşçe
barış içinde yaşamalıdırlar.
Âlemlere rahmet olarak gönderilen peygamberimiz aleyhis-selam:
“Birbirinize kin tutmayınız, hased (kıskançlık) etmeyiniz. Sırt dönmeyiniz
(bağlarınızı koparmayınız) ve ilginizi kesmeyiniz. Ey Allah’ın kulları kardeş
olunuz. Bir Müslüman’ın, din kardeşini üç günden fazla terk edip küs durması
helal değildir” buyurmuştur. 49
47-en-Nisâ, 4/58, Dipnot, 54, Hasan Basri Çantay, C.1, S.130, Dokuzuncu Baskı, 1976, İst.
48-Celaleyn Tefsiri, Hucurât suresi, 49/10.
49-Buhârî, Edep, 57; Müslim, Birr, 23; Ebu Davud, Edep, 47; Tirmizî, Birr, 24; İbn Mâce, 5.