Page 64 - Büyük İslam Akaidi
P. 64

BÜYÜK İSLAM AKAİDİ









          56
                     2) Tevâtür derecesine ulaşmayan (birinci maddedeki kadar sağlam olmayan)
               veya mütevâtir olsa da manası yönünden zan ifade eden âyet ve hadislerle bildirilen
               prensiplerdir. Bu maddeye giren hükümlerin inkârı insanı dinden çıkarmaz. 6

                     İMAN ESASLARI DEĞİŞMEZ HEP AYNIDIR
                     İslam’da inanılması ve red edilmesi gereken esaslar şahıslara, toplumlara,
               zamanlara ve mekânlara göre değişmez. Hz. Âdem, Hz. İbrahim, Hz. Musâ ve
               Hz. İsa (Allah’ın selamı üzerlerine olsun)’ya nelere inanmaları emredilmiş ve
               neleri reddetmeleri istenmişse, Hz. Muhammed sallallahü aleyhi ve sellem’e de
               aynı esaslar emredilmiştir.
                     Bütün peygamberler toplumlarına Allah Teâlâ’nın varlığını, birliğini, eşi
               ve benzeri olmadığını, Allah Teâlâ’nın sıfatlarını, iman esaslarını anlatmışlardır.
               Puta tapmayı, küfür, nifak, şirk ve batıl inançları terk etmelerini söylemişlerdir. 7
                     Peygamberlerin ortak mesajları olan inanç esasları bir bütündür, bölünme
               kabul etmez. Hem evrensel hem de çağlar üstü özellik ve güzellikte olan bu ilâhi
               söylemler, kıyamete kadar her zaman bütün insanlar için geçerlidir. İslam’ın bir
               kısmını kabul edip bir kısmını kabul etmemek insanı dinden çıkarır. Mesela,
               Allah Teâlâ’ya inanırım ama ahirete inanmam veya içkinin ve uyuşturucunun
               haram olduğuna inanırım ancak faizin, zinanın ve kumarın haramlığını kabul
               etmem diyen kimse kâfir olur.


                     Akâid İlminin Önemi ve Gayesi
                     Akâid, bütün İslami ilimlerin temelidir, aslıdır. İbadetler ancak sağlam bir
               imana sahip olduktan sonra yapılırsa bir değer kazanır ve kabul görür. Aksi halde
               yapılan her şey boşa gider. 8
                     Akâid ilmini iyi bilenler imanlarını daha iyi korurlar, dinlerini daha
               doğru öğrenmiş olarak yaşarlar. Bâtıl ve hurafelere karşı dinlerini daha bilinçli
               savunarak dünya ve ahiret mutluluğunu kazanırlar. İnsanı dinden çıkaran söz ve
               davranışlardan daima sakınırlar.










               6-DİA, c. 2, s. 213.
               7-Geniş b.i. bkz., Nahl, 16/36; Ankebût, 29/16, 36.
               8-Prof. Dr. Ali Akpınar, Benim Âmentüm, s. 12.
   59   60   61   62   63   64   65   66   67   68   69