Page 350 - Büyük İslam Akaidi
P. 350

BÜYÜK İSLAM AKAİDİ









         342
                     İnsan  belli  bir  vakit  içinde  iyilik  yaparsa  o  günah  hiç  yazılmaz  ya  da
               yazıldı ise silinir. “Hiç şüphe yok ki iyilikler kötülükleri giderir, silip süpürür”
                           181
               buyrulmuştur.  Hadis-i şerif’te ise: “Bir kötülük yaptığında onun ardından hemen
               bir iyilik yap ki onu mahvetsin (kötülüğün zararını gidersin)” buyrulmaktadır. 182

                     2-  ARŞ’I  TAŞIYAN  MELEKLER:  “Hamele-i Arş” Allah’ın arş’ını
               taşıyan meleklerin adıdır. Âyette şöyle buyrulmaktadır: “Arş’ı yüklenen, bir de
               onun çevresinde bulunanlar, Rablerini hamd ile tesbih ederler ve O’na iman
               ederler; mü’minlerin de bağışlanmalarını isterler.” 183
                     Arş’ın taşıyıcıları olan bu melekler rivâyete göre dörttür. Bu âyete göre
                                                              184
               ise, kıyamet gününde bunların sayısı sekize çıkacaktır.  Arş’ı taşıyan ve Arş’ın
               etrafında bulunan melekler, devamlı Allah’ı tesbih ederler. Dört büyük melekle,
               bunlar mukarrebûndandırlar.

                     3- MÜNKER ve NEKİR: Terkip olarak kabirde insanları sorgulayacak
               olan meleklere verilen isimdir. Mezarda ölüye görmediği, bilmediği, tanımadığı
               bir şekilde görüneceği ve yadırganacağı için bu isim verilmiştir.
                     Bu meleklere münkereyn ve fetanü’l-kabir (kabir sorgucuları) denilmiştir. 185
                     Kabrideki soruları: “Rabbin kim? Peygamberin kim? Dinin ve kitabın adı
               nedir?” şeklindedir.
                     Hadis-i şeriflerde ise: Ölü defnedildiği zaman ona birine Münker,
               diğerine Nekir denilen siyah tenli, mavi gözlü iki meleğin geldiği ve kabrinde
               oturtup sorular sorduğu haber verilmiştir. Ölenin verdiği cevaplara göre kabrinin
               genişletildiği (huzurlu-mutlu olduğu) veya daraltıldığı (azap içinde kaldığı) rivâyet
               edilmektedir. 186













               181-Hûd, 11/114.
               182-Tirmizi, Birr, 55 (4/355); Ahmed b. Hanbel, 5/152.
               183-Mü’min (Ğâfir), 40/7.
               184-el-Hâkka, 69/117.
               185-Dini Kavramlar Sözlüğü, s. 497, Heyet.
               186-Tirmizi, Cenâiz, 70; Ahmed b. Hanbel, c. III, 126, IV, 140.
   345   346   347   348   349   350   351   352   353   354   355