Page 465 - Büyük İslam Akaidi
P. 465
BÜYÜK İSLAM AKAİDİ
457
Nitekim bir âyet-i kerime’de şöyle buyruluyor: “Allah’ın sana verdiğinden
(O’nun yolunda harcayarak) ahiret yurdunu iste; ama dünyadan da (helâlinden
olarak) nasibini de unutma. Allah’ın sana iyilik ettiği gibi sen de iyilik et.” 81
Dinimiz, Allah’ın emirlerine uygun bir yaşayışla, çalışıp helâlinden
kazanmayı ve helâle harcamayı da överek emretmiştir.
Bunun aksine helâli, haramı, günahı, sevabı ve ahireti düşünmeden Allah’a
kulluktan uzaklaşıp yalnız dünya için çalışmak; insanı açgözlü, çıkarcı ve menfaâti
için her türlü hainliği yapar hâle getirir. 82
AHİRET HAYATININ VARLIĞI ve İSBATI
Ahiret hayatı insanın ölümüyle başlar. Ahiret hayatının mahiyeti ve
ahiretteki merhaleler hakkında duyular ötesi ve gabya ait konular olduğu için akıl,
gözlem ve deneye dayanan pozitif bilimlerle asla izah edilemez.
Bu konularda tek güvenilir bilgi kaynağı Kur’an-ı Kerim ve sahih hadislerdir.
Bunların dışında aklî yorumlara asla itibar edilemez. Ahiret kavramları
dünyadakine benzemez. Mesela “amellerin tartılması ve amel defterlerinin
verilmesi” denildiğinde bir terazi ve kâğıttan oluşan bir defter akla gelir. Bunların
gerçek şeklini ve detaylarını ancak Allah Teâlâ bilir. Biz müslümanlar ahirette
olacağı haber verilenlerin hepsine inanır, nasıl ve nice oldukları hakkında hiçbir
yorum yapmayız. Ancak, Allah Teâlâ bilir deriz.
İçinde yaşadığımız bu dünyada nice insanlar haksızlığa ve zulme
uğramışlardır. Nice zâlimlerin yaptıkları yanlarına kâr kalmıştır. Ahirette ise,
her şey tam bir adalete göre olacaktır. Çünkü Allah Teâlâ, mutlak ve sonsuz
adalet sahibidir. Adalete uymayı emreder ve âdil kullarını da sever. Ahirette
83
iyileri mükâfatlandıracak ve kötüleri de cezalandıracaktır.
81-Kasâs, 28/77.
82-Feyzü’l-Kur’an, s. 406, Hasan Tahsin Feyizli.
83-Hucurât, 49/9, A’raf, 7/29.